13 Kasım 2009 Cuma

domuz gribi sustu

domuz gribi artik haberlerde cikmiyor h1n1 virusu durdu diyebiliriz,h1n1 virusunden korunmak icin sitemizdeki makaleleri okuyunuz.

6 Kasım 2009 Cuma

Korkmayin Olmesiniz

deneme yazidir dikkate almayiniz

5 Kasım 2009 Perşembe

Domuz Gribinden Korkmayın

Siz önlemlerinizi Aldığınız Sürece Domuz Gribi Size Bulaşmaz.

Domuz gribinden nasıl korunuruz? >>>> Bu yazıya tıkla

Domuz Gribinden Korunmak İçin Yukarıdaki Linkten Gerekli bilgileri Öğrenebilirsiniz.

Domuz Gribinden ŞanlıUrfa' da 2 kişi Hayatını Kaybetti.

Aşı 15 Gün sonra etkisini gösteriyor.

büyük önlemler hac dönüşünde alınacak


Atatürk Havalimanı'ndan Suudi Arabistan' a gidecek hacılara domuz gribi aşısı yapıldı.


AKP Domuz Gribi Aşısı Olmayacak? Peki Biz Neden Olalım?

CHP Lideri Domuz Gribi Aşısı Olmayacak Sanırım.


Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Domuz Gribi Aşısının Zararından Çok Faydası Bulunduğunu Açıkladı.


Ertuğrul Günay Temizligi Önemsiyormuş Domuz Gribi Aşısı Olmayakmış


Batman Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde 4 gündür domuz gribi vakasından yatan kardeşimiz ölmüştür.
allah rahmet eylesin

4 Yaşındaki Çocuğa domuz gribi okuldan bulaşmış.

Başka Bir Kaynaktan Öğrendik, Gül Domuz Gribi Aşısı Olmayacakmış.


Domuz ile Alakası Yoktur,Domuzdan Türemiştir Gibi Domuzlara Bulaşıp Oradan İnsanlara Yayıldığı için Domuz Gribi İsmini Almıştır.


Sağlık Bakanlığı, domuz gribi nedeniyle çeşitli illerde tedavileri sürdürülen hastalardan 24 ve 31 yaşlarında 2 kadın ile 55 yaşında bir erkek ve 5 yaşında 1 erkek çocuk olmak üzere 4 kişinin daha hayatını kaybettiğini açıkladı. Bu kayıplarla beraber domuz gribinden ölenlerin sayısı 15 oldu.



Grip hastalığının ortalama kuluçka süresi birkaç gündür, ancak bu süre bazen bir haftayı da bulabilir. Bu sebeple hasta kişilerle temas ettikleri bilinen insanların bir hafta süreyle dikkatle izlenmeleri gerekir.



Grip hastaları genel olarak 4-5 gün süreyle etrafa vürüs saçarlar, ama bazı kişilerin özellikle de çocukların on günden fazla virüs yayabildikleri unutulmamalıdır.



Grip tedavisinde amaç, hastalık belirtilerini gidermek ve hastayı rahat ettirmektir. Antibiyotik kullanmak gereksiz, hatta zararlıdır. Çünkü virüslere antibiyotiklerin hiçbir etkisi yoktur. Antibiyotikler komplikasyonlar için doktor önerisiyle kullanılabilir. Öksürük şurupları ve grip ilaçlarının da genellikle hiçbir yararları olmadığı gibi, yan etkileri hastaları daha çok rahatsız da edebilir. Özellikle 6 yaşından küçük çocuklara bu tür ilaçları vermekten olabildiğince kaçınmalıdır. Karaciğerde yağ birikimi, beyin içi basınçta aşırı yükselmeye yol açan Reye sendromuna karşı da, 16 yaşından küçüklere ateş düşürücü olarak aspirin verilmemelidir. Grip belirtisi gösteren kişilerse hemen doktora başvurmalı ve kesinlikle topluma karışmamalıdır. Bu kişiler öksürürken veya hapşırırken ağız ve burunlarını kağıt mendille kapamalı ve mendil daha sonra çöpe atılmalıdır. Eller sık sık, günde ortalama 10 kere su ve sabunla yıkamalıyız.


Ellerinizi bol bol sabun ile yıkayın sıvı sabun kullanın

Not : Ellerimizi yıkarsak domuz gribi olmuycaz diye bişi yok sadece ufak bir önlem bu ellerimiz her yere değdiği için. domuz gribini yenicez!

En etkili önlemin ''el yıkama'' olduğuna dikkat çekilirken, öksürürken ya da hapşırırken ağız ve burnun tek kullanımlık mendil ile kapatılması ve mendilin atılması, elin sabunlanması gerektiği belirtiliyor. Alkol bazlı el dezenfektanlarının da kullanılabileceği, hastalığın başlıca insandan insana, hapşırma, öksürme gibi yollarla bulaştığı düşünüldüğünde hasta kişilerle temastan kaçınmanın iyi bir korunma yöntemi olacağı kaydedildi. Genelgede, kirli ellerle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmanın, buradaki virüslerin eller yoluyla yayılmasına neden olabileceği ve bol sıvı tüketerek, iyi beslenmenin önemli olduğu vurgulandı.



Uluslararası seyahata çıkanların hastalıktan korunması için yapmaları gereken unsurlar hakkında Dünya Sağlık Örgütü yetkililerinin, seyahatlerin kısıtlanmasının gerektiğini bildirdikleri ifade edildi. Genel olarak kişisel temizlik önlemlerinin alınması, kalabalık ve havasız ortamlardan mümkün olduğunca kaçınılması, zorunlu haller dışında salgının yaşandığı bölgelere olan seyahatlerin ertelenmesi gerekiyor.



İnsanlardaki grip virüsü gibi, domuz gribi virüsü de domuzlarda sürekli değişim gösteriyor. Domuzların solunum yollarında domuz, insan ve kuş gribi virüslerine duyarlı alıcılar bulunuyor. Dolayısıyla domuzlar, virüslerin eş zamanlı bulaşması halinde yeni grip virüslerinin ortaya çıkma ihtimalini artırıyor. DSÖ'ye göre, Meksika'da ölümlere neden olan domuz gribi virüsü A/H1N1. Bu virüs insandan insana bulaşabiliyor. A/H1N1 virüsü, insan, domuz ve kuş gribi virüslerinin karışımından oluşuyor.



Domuz gribi enfeksiyonu tek tek vakalar olarak ya da salgınlar halinde görülebiliyor. Klinik belirtilerinin ise gribe benzeyen, ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, genel vücut ağrısı, halsizlik, bitkinlik, üşüme şeklinde olduğu ifade ediliyor. Bazı domuz gribi vakalarında kusma ve ishalin yanı sıra ağır vakalarda pnömoni, solunum yetmezliği görülebiliyor.


Domuz etinin yenmesiyle domuz gribi virüsü bulaşmıyor. Virüs solunum yoluyla bulaşıyor.İnsandan insana bulaşmasında, yakın temas, hastalığı taşıyanlarla aynı ortamı paylaşma önemli rol oynuyor.



Domuz gribinin sebep olduğu hastalık tablosunun insan grip virüsleri ile ortaya çıkan hastalıktan bir farkı yoktur. Gribin tipik belirtileri 40 dereceye kadar çıkan ateş, baş, eklem ve kas ağrıları, öksürük, halsizlik ve iştahsızlıktır. Bazı hastalarda burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, bulantı, kusma ve ishal de görülebilir.



Şu sırada Meksika domuz gribi salgının korkutucu olan tarafı, bu salgındaki virüslerin önceki domuz gribi virüslerinden farklı olarak domuzlardan insanlara ve insanlardan insanlara kolay bulaşmasıdır. İnsanların bağışıklık sistemi domuz H1N1 virüsü ile daha önce hiç karşılaşmamış olduğu için virüs bulaşan her insan hastalanmaktadır. Nitekim virüs bu özelliği sebebiyle de kısa zamanda 40' a yakın ülkede binlerce insana bulaşmıştır.


Domuz grip virüsünün insanlarda yaptığı hastalık öldürücü olmakla beraber olayın sevindirici tarafı hastalığın ölümlere yol açma oranının çok yüksek olmamasıdır. Domuz gribi son iki ay içinde 8 binden fazla insanda görülmüş, bunların 70 kadarı ölmüştür. Buna göre domuz gribinin insanlarda ölüme yol açma oranı yüzde birin de altındadır. Bu virüsün domuzlarda da ölüme yol açma oranı da yüzde 1-4 arasında değişmektedir.


Hastalık, gripli kişinin öksürmesi, aksırması, hatta konuşması sırasında havaya saçılan virüslerle veya bunlarla kirlenmiş eşyalara temas edilmesiyle bulaşıyor. Gripli kişi hapşırdığında ağzını eliyle kapatmasıyla eline bulaşan virüsler de hastalığın yayılmasında büyük önem taşıyor. Domuz virüslerinin insanlara bulaşması olağan değildi, ama domuz gribinin insanlarda seyrek de olsa hastalık yapabildiği bilinmekte idi. Bunlar çoğu zaman domuz endüstrisinde çalışan işçiler gibi domuzlarla doğrudan temasları olan kişilerdir.

Domuz gribi domuzdan insana ve insandan insana bulaşabiliyor. Virüse karşı insanın doğal bağışıklığı bulunmuyor.Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hastalığın kontrolden çıkmak üzere olan geniş çaplı salgın olabileceği uyarısında bulunuyor

Domuz gribi, normalde domuzlarda hastalığa yol açan bir mikroorganizma olan ''influenza tip A HIN1 tipi virüsü'nün insanlarda oluşturduğu solunum yolu hastalığı olarak biliniyor ve bu hastalık hızla yayılabiliyor. Bu hastalık domuzlarda ani ateş yükselmesi, öksürük, burun ve gözlerde sulanma, hapşırma, solunum zorluğu, gözlerde kızarma ve iştahsızlık gibi belirtilere yol açar. Domuz gribi virüsleri doğrudan domuzdan domuza yakın temasla veya virüslerle kirlenmiş cisimlerle bulaşır.

Dünyaca ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Öz de, "Domuz gribi aşısı olalım mı, olmayalım mı?" tartışmasına, "Ben doktor olarak şahsen destekliyorum. Kendim aşı oldum, ama eşim kabul etmiyor. Benim kararım, hamile kadınlar ve küçük çocukların aşı olması şart. Gençler ise olmayacaklarsa tedbirli davranmalılar. Ama olmaları mantıklı bence" diye katıldı.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ da önceki gün yaptığı açıklamada, "Aşı yaptırmayın" diyenler hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Bakan Akdağ, "Vatandaşım yarın bana gelse dese ki, 'Falanca vatandaşı seyrettim, ısrarla 'Aşı yaptırmayın' dedi, ben de yaptırmadım. Çocuğumu kaybettim.' Ben Sağlık Bakanı olarak suç duyurusunda bulunacağım. Bunu şimdiden ilan ediyorum." 60 yıldır aynı teknik kullanılıyor."

Chicago Üniversitesi'nden uzman Kenneth Alexander, H1N1 virüsüne karşı üretilen aşının, son 60 yıldır grip virüsüne karşı üretilenlerle aynı teknikle imal edildiğini, endişelenecek bir durum olmadığını söyledi. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nden (FDA) Jesse Goodman da aşının domuz gribine karşı en iyi korunma yöntemi olduğunu açıkladı.

Aşıya yönelik çalışmalar, domuz gribi virüsü Meksika ve California'da nisan ayında ilk kez tespit edildiğinde başladı. Vakit kaybedilmeden toplanan örnekler ilaç şirketlerine gönderildi. Ardından grip aşısı nasıl yapılıyorsa aşı üretildi ve denemelerine başlandı. Kenneth Alexander, bu aşıyla normal grip aşısı arasındaki tek farkın kullanılan virüs olduğunu vurguladı.

Dünyada birçok insan domuz gribi aşısına tereddütle yaklaşsa da, ABD'nin en etkili gazetelerinden Boston Globe bu konudaki çalışmaların ışığında oluşturduğu yazısının başlığında "Histerikleri boş verin, domuz gribi aşınızı olun" dedi.

Bazı kesimlerin aşılanmaya histerik bir şekilde karşı çıkıp efsaneler yayarak, birçok kişiyi olumsuz etkilediğine dikkat çeken yazıda şu ilginç veriye de yer verildi: ABD'de 1 Eylül'den geçen salı gününe kadar domuz gribi teşhisiyle hastaneye yatırılan ABD'lilerin sayısı 5000'i buldu. Bunların yüzde 53'ü 25 yaşından küçüktü.

Grip hamile kadınlarda ağır hastalığa neden oldu. Normal mevsimsel grip yılda 36 bin kişiyi öldürüyor, ki bunların çoğu 80 yaşının üzerinde. Ancak 1 Eylül'den bu yana ölen 292 kişinin yüzde 90'ı 65 yaşından küçük. 1950'den önce doğanların gençliklerinde yakalandıkları bir grip sayesinde bir derecede bu virüse bağışıklığı olduğu düşünülüyor.

Kışı içeren önümüzdeki birkaç ay içinde milyonlarca kişinin domuz gribine yakalanması sağlık yetkililerinin en büyük endişesi. Bu olasılığı bertaraf etmenin tek yoluysa domuz gribi aşısından geçiyor.

ABD'de domuz gribi konusundaki tartışmalar, basında ve günlük hayatta geniş yer buluyor.

Virüsün yayılmaya devam ettiği ülkede, hastalığa karşı duyulan korkuya rağmen, Amerikalılarin önemli bir bölümü, domuz gribi aşısına hala şüpheyle bakıyor. Bu konuda Washington Post ve ABC'nin ortak düzenlediği kamuoyu araştırması, bazı dikkat çekici sonuçları ortaya koydu.

Araştırmaya göre, halkın önemli bir bölümünün hastalığa yakalanmaktan endişe etmesine rağmen, yarısından fazlası aşı olmayı düşünmüyor. Araştırmada, halkın yüzde 52'sinin kendileri ya da ailelerinden birinin virüsü kapmasından endişe duyduğu tespit edildi. Ağustos ayında bu endişe oranı yüzde 39'du.

Araştırmada ayrıca, virüse karşı en duyarlı yaş gruplarından birini oluşturan gençler arasında da hastalığa yakalanma kaygısında büyük artış belirlendi. 18-29 yaş arası nüfusun ağustos ayında yüzde 29 düzeyinde olan endişe oranı, şimdi yüzde 47'ye çıkmış durumda.

Buna karşın, hala birçok Amerikalı, kendilerini ya da çocuklarını aşılatma konusunda tereddüt yaşıyor. Araştırmaya katılan her 10 kişiden 6'sı, domuz gribi aşısı olmayacağını belirtirken, ailelerin de sadece yüzde 52'si, çocuklarına aşı yaptıracaklarını söyledi.

Japonya'da geçtiğimiz hafta pazartesi başlayan ve 22 bin sağlık çalışanına uygulanan domuz gribi (H1N1) aşısının yan etkilerini belirten 4 günlük bir anket Japonya Sağlık ve Çalışma Bakanlığı tarafından yayınladı.

22 bin doktor ve hemşire üzerinde uygulanmaya başlanan domuz gribi aşısından (H1N1) 67 kişi olumsuz etkilendi.

7 kişide ciddi şekilde kusma ve bilinç kaybı, 3 kişide hafif şekilde kusma ve bilinç kaybı gözlendi. 25 kişi yeni aşı olması sebebiyle hafif şekilde etkilendiği belirtildi. Geri kalan 32 kişinin ise gıda ve ilaçlara alerjisi olduğu veya alerjik astım olduğu için etkilendiği belirtildi.

Kasım ayında tüm Japonya'ya dağıtılması düşünülen domuz gribi aşısının (H1N1) yan etkilerinin belirlenmesi için yapılan bu anketin çok önemli olduğu belirtiliyor.




Domuz gribi dünyada yayılmaya devam ederken, domuz gribi aşısının güvenilirliğine dair tartışmalar da büyüyor. Japonya'da son yapılan araştırma aşının yan etkilerini ortaya koyarken, ABD'li sağlık uzmanları ve yayın organları da aşı konusunda şüpheci davranılmaması gerektiğini belirtiyorlar.

Domuz gribi şüpheli bir kişi ile temastan sonraki 7 gün içinde kendinizde yukarıda sıralanan hastalık belirtileri olduğunu hissederseniz hemen 112 yi arayın, evden dışarıya çıkmayın, sağlık ekiplerinin size ulaşmalarını bekleyin.

Sağlık Bakanlığı, ülkede domuz gribinden hayatını kaybedenlerin sayısının 11′e ulaştığını açıkladı.

Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, pandemik grip nedeniyle tedavisi devam eden 31 yaşında bir bayan ve 55 yaşında altta yatan kronik hastalığı olan bir erkeğin hayatını kaybettiği bildirildi.

Halk arasında “domuz gribi” olarak bilinen pandemik gripten bugüne kadar yaşanan ölüm vakaları şöyle:

1. Ankara 24 Ekim 28 yaşında erkek hastane temizlik görevlisi

2. Diyarbakır 29 Ekim 34 yaşında kadın hamile

3. Konya 29 Ekim 37 yaşında kadın kronik hastalık

4. Ankara 1 Kasım 27 yaşında erkek hastane temizlik görevlisi

5. Konya 1 Kasım 22 aylık kız

6. Konya 1 Kasım 14 yaşında erkek kronik hastalık

7. Şanlıurfa 2 Kasım 4 yaşında kız

8. İstanbul 2 Kasım 13 yaşında kız

9. Ankara 2 Kasım 65 yaşında kadın kronik hastalık

10. 3 Kasım 31 yaşında kadın

11. 3 Kasım 55 yaşında erkek kronik hastalık

DİKKAT!

2 yaşından küçük çocuklar, kronik hastalığı olanlar, gebeler ve 65 yaş üstündekilerin grip belirtileri ortaya çıktığında mutlaka bir hekime müracaat etmeleri isteniyor.

Bunların dışındaki kişilerde grip belirtileri ortaya çıktığında evlerinde istirahat etmeleri öneriliyor. Genel durumda kötüleşme, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, 3 günden fazla süren ateş, ciddi ve sürekli kusma şikayetlerinden biri olan vakaların ise beklemeden doktora müracaatları büyük önem taşıyor.

İstanbul’daki ilk ölüm

İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul’da ölen 13 yaşındaki kız çocuğuyla ilgili, ‘Kız çocuğunun başlangıçtaki ölüm sebebi yoğun kanama ve yoğun karın ağrısı olarak gerçekleşti, ancak daha sonraki değerlendirmelerinde domuz gribi virüsü olduğu tespit edilmiştir” dedi.

Vali Güler, “Bugün 8 erişkinde daha domuz gribi virüsü tespit edildi. Gribin ilk görüldüğü günden beri İstanbul’da 456 pozitif vaka belirlendi. 70′i son haftada olmak üzere, toplam 116 öğrencide bu virüse rastlandı. Bunların büyük çoğunluğunun tedavileri bitmiş gözüküyor. Hastanelerde tedavi gören 9 kişiden 4′ünün durumu kritik. Yoğun bakım servisinde yatan hasta sayısı bugün 4′e yükseldi. Dün 2 kişiydi. Biri 18 aylık bebek, biri 9 yaşında çocuk, 2 bayan hasta var. Bayanlardan biri hamile, 38 yaşında. Diğer bayan hasta 40 yaşlarında. Onların durumları kritik olarak seyrediyor. Diğer 5 hastanın tedavilerine normal servislerde devam ediliyor” dedi.

Akdağ: “Dikkatli olmalıyız”

Sağlık Bakanı Recep Akdağ domuz gribiyle ilgili, “Laboratuvar kayıtlı sayımız bin 800′leri geçti. Ama çok net olarak şunu ifade etmem lazım. Bu vaka sayılarının daha çok üstünde vaka sayısının olduğunu tahmin ediyoruz” demişti.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ yaptığı açıklamada, “Domuz gribi virüsünün domuzla bir ilgisi olmadığını daha önce yaşanmış enfeksiyon hastalıkları ve kuş gribi hastalığı virüslerinden oluşan 3 farklı virüsün birleşmesiyle oluşan yeni bir tür olduğunu vurguladı”

Bakan Akdağ açıklmasına şunları ekledi;

“Domuz gribi hakkında bilinmesi gerekenler bu hastalığın ölümcül gerçeği kadar önemlidir.Hastalığı oluşturan Virüsün domuzla bir ilgisi olmadığı artık kesin bir bilgidir.Domuzlarda grip oluşturan,kuşlarda kuş gribi oluşturan ve insanların grip olmasını sağlayan 3 virüsün birleşmesi ile yeni bir tür virüs oluşarak domuz gribi dediğimiz enfeksiyon hastalığıyla bizi karşı karşıya bırakmaktadır.Bu virüs ilk olarak yurtdışında görülmüştür.Fakat hastalık son derece bulaşıcı olduğu için artık ülkemizdede görülmektedir.Sağlık yetkilileri konu ile fazlasyla ilgilenmektedir.Domuz gribini fazla etki görmeden atlatacağız.”

stanbul Valisi Muammer Güler, domuz gribi nedeniyle dezenfekte amacıyla üretilen ve yasal olmayan temizlik maddelerine dikkat çekti. Merdiven altında üretilen jel ürünlerinin kullanılmaması gerektiğini ifade eden Güler, bu ürünlerde virüsü engelleyici madde bulunmadığını vurguladı.

İl Pandemi Kurulu Değerlendirme Toplantısı İstanbul Valiliği'nde gerçekleştirildi. Toplantı sonrası Vali Güler, H1N1 salgını karşısında alınan tedbirler ve son durum hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Bugün yapılan tahlillerde 8 kişinin domuz gribine yakalandığını belirten Vali Güler, "Bu tahliller ile ile ilgili bugüne kadar 456 pozitif vaka tespit edildi. Son haftada 70'i öğrenci 116 kişide virüs tespit edildi. Ancak bunların çoğunun tedavisi bitti. Şu anda 9 hastamızın tedavisi sürüyor. Hastaların 4'ü yoğun bakımda. Bunlardan biri 18 aylık bir çocuk, diğeri 9 yaşında. Diğer hastalardan biri 38 yaşında hamile bir bayan ve diğeri ise 40 yaşında bir kadın. Onların durumu kritik." diye konuştu.

"OKULLARDA DURUM NORMAL"

Aşı uygulamasının sağlık personeline yapılacağını ifade eden Güler, okullarda her gün devamsızlık durumunun takip edildiğini vurguladı. Okulların devamsızlık oranının normal durumda olduğunun altını çizen Güler, "Devamsızlık yüzde 5-6 oranında seyrediyor. Yalnız bir okulda yüzde 10 oranında devamsızlık var. Okullarımızdaki koruma kontrollü sürüyor." şeklinde konuştu.

"ÜRÜNLER KORUYUCU DEĞİL"

Vatandaşların salgından korunmak için aldığı temizlik ürünlerine dikkat etmesi gerektiğini anlatan Güler, "Dezenfekte amacıyla kullanılan jel ürünlerinin birçoğunun merdiven altında üretildiğini, terkibinde etkin maddenin bulunmadığını tespit ettik. Vatandaşların bu tür malzemeleri kullanırken, sağlık ürünlerinin yasal şekilde üretilmiş olduğuna dikkat etmesini istiyoruz. Lütfen! Prospektüste ne olduğu belirtilmeyen ürünleri almayın. Bu konuda Sağlık Bakanlığı yetkilileri kontrol yapacak. Ancak bu ürünlerin tüketiminin artmasıyla kalitesiz ürünlerin piyasada dolaştığını biliyoruz." ifadelerini kullandı.

"AİLENİN YAKINMALARINI DUYDUM"

Geçtiğimiz günlerde domuz gribi nedeniyle hayatını kaybeden Betül Bilgili'nin birçok hastane tarafından kabul edilmediğine ilişkin iddiaları cevaplayan Güler, "Ben de bu tür yakınmayı duydum. Bu konuda ihmal olduğu yönündeki iddiaları inceletiyorum. Sağlık Bakanlığı yetkililerini talimatlandırdım. Bir aile için en kötü şey çocuğunu kaybetmesidir. Bu acıyı anlıyor ve paylaşıyorum. Hasta, yakınlarının başvurdukları hastaneden eğitim hastanesine, oradan da üniversite hastanesine sevk edilmiştir. Bu iddialar inceleniyor." şeklinde konuştu.

500 bin dozluk domuz gribi aşısı Türkiye’ye geldi. Ankara ve Diyarbakır’da görülen vakalar yüzünden bazı okulların tatil edilmesiyle paniğe kapılan vatandaşlar, doktorların ağzından çıkacak kelimelere bakıyor

PROF. DR. SERHAT ÜNAL Bağışıklık sistemizayıfa öneririm
DOMUZ gribi binde 1-1.5 öldürüyor. Şu haliyle mevsimsel gribe göre daha az tehlikeli gibi düşünülmemeli. Bir virüsün tehlikesini, ne kadar sıklıkta görüldüğü ve ne kadar çok öldürücü olduğu belirler. Domuz gribi az öldürüyor ama çok sık görülüyor. Virüsün çok hızlı yayılması halinde kısa sürede, başta sağlık çalışanları olmak üzere çok kişiye bulaşmasıyla ciddi iş gücü kaybına, tedavi için ekonomik zarara, eğitim sisteminde aksamalara yol açacaktır. Domuz gribi aşısını da aynı mevsimsel aşı da olduğu gibi, ‘65 yaş üstü bağışıklık sistemi zayıflamış olanlara, karaciğer, böbrek, kalp yetmezliği çekenlere, kanser tedavisi görenlere’ yapılmasını öneriyoruz. Yumurtaya alerjisi olanlar yaptırmamalı. Mevsimsel aşı olanlar aynı zamanda domuz gribi aşısı da yaptırabilirler.

DOÇ. DR. ÖNDER ERGÖNÜL Soğukkanlı olun DSÖ’yü dinleyin
BİR sağlık çalışanı olarak bu aşıyı vurulmam gerekiyorsa vurulurum, hastalarıma da tavsiye ediyorum. Muhtemel bir salgında sağlık çalışanları aktif çalışmak zorunda. Üç günlük iş güç kaybı sıkıntı yaratacağından, bu hizmetlerin aksamaması için aşı olmak isterim. Evet kafa karışıklığı var, ancak soğukkanlı olmayı öneriyorum. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü’nü rehber alıyorum. Bu kurumun belirlediği risk gruplarına tavsiye ediyorum. Kamuoyunda DSÖ’ye ve ilaç firmalarına yönelik eleştiriler var. Şu ana kadar gördüğümüz bilimsel verilerin içinde olumsuz bir şey yok. Kahve sohbeti yapar gibi karşı çıkılması kafaları karıştırıyor. Hastalıkla ilgili paniğe yol açacak açıklamalar yapılması da doğru görmüyorum. Bilimsel araştırmaların azlığı ifadesi, kobay olacağız gibi söylemler de yanlış.

PROF. DR. AHMET R. KÜÇÜKUSTA Çok yeni, yan etkileri şüpheli
OTUZ seneden beri uygulanmakta olan grip aşılarının etkinliği bile ciddi şekilde tartışılırken, henüz çok yeni üretilen bir aşının ne derece etkili olacağını bilmek mümkün değil. Her sene olağan gripten 250 bin -500 bin insan ölürken, domuz gribinden bu güne kadar ölen insan sayısı sadece 4 bin 500. Aşının çok kısa sürede üretilmiş olması ve katkı maddeleriyle ilgili yan etki ihtimalleri de hesaba katılmalı. Grip aşısına veya domuz gribi aşısına karşı değilim. Ben gerekliliği, etkinliği kesin olarak bilinmeyen ve yan etkileri konusunda şüpheler olan aşılara karşıyım. Olağan grip aşısını da etkinliği konusundaki kesinliği hakkında emin olmamakla birlikte ağır kalp, şeker, böbrek, KOAH hastalarına, bazı kan hastalığı ve bağışıklık yetersizliği olanlara tavsiye ediyorum.

PROF. DR. MUSTAFA BAKIR Tehlikeyi görmek lazım, yaptırılmalı
BİR hekim olarak kendim de domuz gribi aşısını vurulacağım, çocuklarıma da yaptıracağım. Domuz gribi mevsimsel gribe oranla 5-10 kat daha fazla ölüme yol açıyor. Eğer kronik hastalığı varsa kişide ölüm oranları daha da yükseliyor. Biz Dünya Sağlık Örgütü’nü örnek alıyoruz. DSÖ, daha önce dünya medyasında çıkan haberlerin yanlış olduğunu açıkladı. Karşı çıkanlar önce DSÖ’nün sitesine girip oradaki bilgileri okusun. Sadece antikor geliştiriyor demek yalan söylemektir. Bütün dünyada ülkeler aşıyı harıl harıl yaparken, bunları tartışmak yanlış. Bu aşıda kullanılan adjuvanlar, 50 yıldır çocuklara kullanılan aşılarla benzer maddeler içeriyor. Yakın tehlikeyi görmek lazım. Ben bu yüzden hastalarıma vurulmalarını tavsiye ediyorum.

‘Termal kameralar’ artık önemini yitirdi
TÜRK Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği üyeleri yaptıkları bir toplantıyla domuz gribinden korunma ve yapılması gerekenler konusunda bir rehber belirledi. Buna göre, bu süreçte öncelikle yapılması gerekenler şöyle:

l Termal kameralar önemini yitirdi. Artık havalimanlarından kaldırmalı.
l Yurtdışından gelenlerin doldurması istenen formlar da tıpkı termal kameralar gibi gereksiz..
l Öksürürken ve hapşırırken ağzınızı ve burnunuzu kapatın. Kullandığınız mendilleri hemen çöpe atın.
l Ellerinizi sabunlu suyla yıkayın. Su ve sabun bulamazsanız alkollü temizleyiciler kullanın. ‘El hijyeni’ uyulması en önemli kontrol önlemlerinden biridir..
l Ellerinizi ağız ve buruna götürmeyin. Virüs bu yolla yayılabilir.
l Çevrenizdeki hastalardan uzak durun.
l Hastalanınca vakit geçirmeden doktora başvurun. Mümkünse okula ve işe gitmeyin.

Sağlık Bakanlığı, şu zamanlar piyasaya çıkması beklenen domuz gribi aşısını, kronik hastalığı olanlar, 65 yaşın üzerindekiler, sağlık personeli ve önemli kamu hizmeti gören 10 milyon kişiye ücretsiz uygulamayı planlıyor.



ANKARA – Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, konu hakkında bazı açıklamar yaptı;

Buzgan, Domuz gribiyle ilgili sorularla ilgili olarak, 18 yaşın altındakiler için ruhsatı olmayan aşının çoklu dozlarda piyasaya sürüleceğini, mevsimsel grip aşısındaki gibi piyasada tekli dozlar halinde satılma ihtimalinin az da olsa bulunduğunu bildirdi.

Aşının enfeksiyon hastalıklarında en önemli korunma yöntemlerinden birisi olduğunu ifade eden Buzgan, şu anda domuz gribine (A/H1N1) karşı henüz geliştirilmiş bir aşının bulunmadığını söyledi.

Okullar açılıncaya ve hac dönemi başlayıncaya kadar geçen sürede aşının üretim bandından çıkması halinde Türkiye’nin buna ulaşan ilk ülkelerden birisi olacağını kaydeden Buzgan, riskli guruplar başta olmak üzere gerekli kişilere aşı yapacaklarını söyledi.

Geliştirilme aşamasındaki aşının 18 yaşından küçükler için ruhsatının olmayacağını bildiren Buzgan, ancak çalışmaların sürdüğünü, çocuklar için de ruhsatlandırılması halinde bu yaş grubundakilere de aşının uygulanabileceğini belirtti.

Yaz dönemi olması nedeniyle insanların kapalı ortamlarda daha az bulunduğunu, okulların tatil olduğunu, sportif karşılaşmaların büyük oranda tamamlandığını kaydeden Buzgan, bu sürecin, hazırlıklar açısından kendilerine bir avantaj sunduğunu belirtti.
Okullar açılıncaya ve hac dönemi başlayıncaya kadar geçen sürede aşının üretim bandından çıkması halinde Türkiye’nin buna ulaşan ilk ülkelerden birisi olacağını kaydeden Buzgan, riskli guruplar başta olmak üzere gerekli kişilere aşı yapacaklarını söyledi.

”PİYASAYA ÇIKAR ÇIKMAZ GELECEK”
Buzgan, ”Aşılanacak risk grubundakilerin kimler olacağını” şöyle açıkladı:
”Kronik hastalığı olanlar, 65 yaşın üzerindekiler, belirli bir yaşın özellikle 5 yaşın altındaki çocuklar, bulaştırmada hem araç olabilme ihtimalleri, hem de hizmet sunabilmeleri için ayakta kalabilmeleri açısından sağlık personeli, belediye ve güvenlik hizmetleri gibi kamu hizmeti görenlerin de aşılanması gerekiyor. Risk gruplarını da daha da artırmak mümkün ama ilk etapta bunlar aşılanması gereken gruplar.”

Buzgan, Ekim ayı içerisinde piyasaya çıkacağını, Türkiye’ye de aynı anda geleceğini bildirdi.

Aşının 2 doz halinde uygulanacağını, Dünya Sağlık Örgütünün görüşünün de aynı yönde olduğunu anlatan Buzgan, ”Birinci dozdan sonra ikinci doz 3 hafta sonra yapılacak ama üretici firmaların yaptığı çalışmalar da var. 2 dozun aynı anda uygulanması veya bir ya da iki hafta arayla ikinci dozun uygulanması gibi, acil durumlarda böyle bir şeye de imkan verecek gibi görünüyor ama kesin bir şey söylemek için henüz erken” şeklinde konuştu.

İhtiyaçlarla mali kaynağın dengelenmesi gereği göz önüne alınarak asgari 10 milyon kişi için aşı alınacağını bildiren Buzgan, bunların söz konusu kişilere ücretsiz uygulanacağını belirtti.

“AŞI YETİŞİRSE HAC İPTAL EDİLMEZ”
Buzgan, hac organizasyonunun ertelenip ertelenmeyeceği konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı ile görüşmeler yaptıklarını söyledi.

Erteleme konusunda bir şey söylemek için henüz erken olduğunu vurgulayan Buzgan, ”Bakanlık olarak bu konuyu bilim kurulumuzda da görüştük. Tabii bir avantajımız şu: Hac mevsimi kasım ayında. Eylül sonu-ekim başında aşının gelme ihtimalinin yüksek olduğunu düşünürsek, tüm hacı adaylarını da hacca gitmeden önce aşılamamız mümkün olabilecek. Bu açıdan bakıldığında, aşının çıkması durumunda herhangi bir iptal söz konusu olmaz. Onun dışındaki ihtimalleri bilim kurulumuz ve ilgili bakanlıklarla görüşmemiz gerekecek” diye konuştu.

Buzgan, Suudi Arabistan’ın bu yıl dışarıdan hacı adayı gelmemesi yönünde karar da alabileceğini, bunun kendileri dışında bir konu olduğunu söyledi.

Mevsimsel grip aşısındaki gibi A/H1N1 aşısının piyasada satılıp satılamayacağı konusunda bir şey söylemek için erken olduğunu ifade eden Buzgaün, ne kadar aşı üretileceğini göz önüne almak gerektiğini belirtti.

Buzgan, şunları kaydetti: ”Aşı firmaları tek dozluk aşı üretmeyi şu anda düşünmediklerini dile getirdiler. Çoklu dozlu aşılar, yani bir tüpte 10 doz aşı olacak şekilde üretim yapmayı planlıyorlar. Hem üretim hızlı ilerlesin, hem de daha çok kişi aşılansın gibi bir çıkış noktası var. Piyasada satılma ihtimali az da olsa var ama öncelikle riskli grupların aşı yaptırması gerekeceğinden böyle bir toplumsal bakışın daha doğru olduğunu biz de düşünüyoruz.”

Buzgan, riskli gruptakilerin aşılanmasına yönelik Maliye Bakanlığı ile görüştüklerini ve gerekli kaynağın ayrıldığını bildirdi.

ADANA
Adana’daki bütün okullarda domuz gribi nedeniyle dezenfekte ve ilaçlama çalışması yapıldı. Son günlerde hızla yayılan ve Türkiye’de 3 kişinin ölümüne neden olan domuz gribi nedeniyle Adana’da da yoğun tedbirler alınmaya başlandı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın genelgesiyle tatil edilen okullarda dezenfekte çalışmaları hız kazandı. Okulların bazıları kendi imkanlarıyla temizlik yapıyor. Bazıları ise bağlı bulundukları belediyelerin yardımıyla sınıflarını temizliyor. Belediye ekipleri okulların ilaçlamasını da gerçekleştiriyor.

Merkez Seyhan ilçesinde bulunan Atatürk İlköğretim Okulunda da ekipler bütün okulda ilaçlama çalışması yaptı. Pazartesi günü açılacak okullar öncesi temizlik çalışmalarında sona gelindi. Görevliler tarafından derslikler ve odalar tek tek temizlendi. Okul yetkilileri, belediye ekiplerinin kendilerine destek olmasından dolayı teşekkür etti.

ÇANAKKALE
Çanakkale’de bütün okullar, domuz gribine karşı ilaçlanmaya başladı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde 30 Ekim’in tatil edilmesinin ardından dezenfekte ekipleri kuruldu. Ekipler, ilk olarak ilaçlama yapılacak sınıfları, koridorları, tuvaletleri, kapı ve pencerelerle eğitim araç gereçlerini özel bezlerle tek tek temizledi. Daha sonra dezenfekte amacıyla ilaçlama yapılarak sınıfların kapıları kapatıldı.

Gazi İlköğretim Okulu’ndaki temizlik çalışmalarını takip eden Çanakkale İl Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakçı, şehir genelindeki okullarda domuz gribi önlemleri kapsamında temizlik ve hijyen çalışması yaptıklarını söyledi. Bu işlemin özel bir temizlik maddesiyle yapıldığını anlatan Bardakçı, ”Çok şükür ilimizde ve okullarımızda domuz gribi vakası yok. Biz yine de çok hassas davranarak temizliğe ağırlık verdik. Velilerimiz de çocuklarının düzgün beslenmesine, bol bol meyve yemesine dikkat etmeli.” dedi.

ANTALYA
Antalya’daki bütün okul ve dersaneler, A/H1N1 (Domuz Gribi) ile mücadale kapsamında dezenfekte edildi. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’yi de etkisi altına alan domuz gribi sebebiyle Milli Eğitim Bakanlığı, domuz gribiyle mücadele için eğitime bugün ara verdi. Eğitime verilen arada, virüsün öğrencilere geçmemesi için Antalya’da tatil olan okullarda dezenfekte çalışmaları yapıldı. Okul bahçeleri, sınıf, koridor, tuvalet, yemekhane, lavabo ve musluk dezenfekte edildi. Okullar, 2 Kasım’da eğtim öğretime devam edecek.

İSTANBUL
İstanbul’da, domuz gribine karşı okullardaki dezenfekte çalışmaları devam ediyor. Okulların tatil olması nedeniyle yöneticiler ilaçlama çalışmalarını bizzat yürütüyor. Okul aile birlikleri, belediye ve okul yöneticilerinin ortaklaşa yürüttüğü çalışmalarda okulların her köşesi ilaçlanıyor. Dezenfekte çalışmalarının sabah erken saatlerde başlatıldığı Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi’ndeki görevliler, okulun bütün sınıflarını ilaçladı. Koridorlar ve yönetici odaları da titizlikle ilaçlandı. Okul panolarında öğrenciler için hazırlanmış uyarıcı broşür ve yazıların da bulunduğu gözlendi.

KAYSERİ
Milli Eğitim Bakanlığı’nın genelgesi doğrultusunda domuz gribiyle nedeniyle yurt genelindeki eğitim kurumlarıyla birlikte Kayseri’deki okullarda da ilk ve orta dereceli okullar, dershaneler ve okul öncesi eğitim kurumlarında ilaçlama çalışması başlatıldı. Üzerlerine tamamen kapalı tulumlar giyen ve maske takan özel eğitimli temizlik elemanları, sınıf, koridor, tuvalet ve öğretmenler odasında dezenfekte işlemi gerçekleştirdi. Öğrencilere maske dağıtılırken tüm okulların giriş kapısına 15 saatlik koruma sağlayan el dezenfeksiyon cihazı yerleştirildi.

EDİRNE
Edirne’de ilköğretim okulları ve liseler domuz gribine karşı dezenfekte ediliyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Edirne Belediyesi ortak hareket ederek dezenfeksiyon çalışması başlattı. Belediye Çevre Koruma Müdürlüğü personeli merkezde bulunan Şehit Efkan Yıldırım İlköğretim Okulu’nu temizledi. Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Namık Kemal Döleneken ve İl Milli Eğitim Müdürü Şerafettin Demirci temizlik çalışmalarını yerinde inceledi. Namık kemal Döleneken, salgın hastalık olan domuz gribinin özellikle okulları tehdit ettiğini söyledi. Döleneken, “Öğrencilerin domuz gribinden etkilenmemesi için ilaçlama yapıyoruz. Okulda bulunan her yeri tek tek ilaçlıyoruz. İlk olarak Milli Eğitim’den bu yönde talep geldiği için merkez ve köylerde bulunan tüm okulların ilaçlanması çalışmalarını dün başlattık. Bugün de sürdürüyoruz. Eğer zaman yeterli olmaz ise hafta sonu da bu çalışmalarımıza devam edeceğiz.” diye konuştu. Edirne İl Milli Eğitim Müdürü Şerafettin Demirci ise domuz gribine karşı tüm okullarda gerekli önlemleri aldıklarını ifade etti. Demirci, “İl genelinde bulunun tüm okulların müdürleri ile bilgilendirme toplantısı yaptık. Bu bilgilendirme işin uzmanları olan doktorlar tarafından yapıldı. Belediye ile irtibata geçerek dünden bu yana tüm okullarımızda dezenfekte yapılıyor. Bu çalışmalar mikroba yönelik yapılıyor.” şeklinde konuştu.
BOLU
Bolu’da okullar domuz gribine karşı dezenfekte ediliyor. Özel elbiselerini giyen görevliler, okullarda öğrencilerin ortak kullanım alanlarını ilaçlıyor. Kentte pazartesi gününe kadar temizlik çalışmaları tamamlanacak. 50. Yıl İlköğretim Okulu Müdürü Uğur Temizel, dünden itibaren okullarında genel temizlik yaptırdıklarını söyledi. Öğrencilerin ortak kullandıkları tuvaletler, kapı kolları, sıra ve cam gibi yerlerin klorlanarak temizlendiğini belirten Temizel, “Bugünde kurulama çalışması yapıyoruz. Domuz gribi nedeniyle temizliğe verilen önem daha da arttı. Bundan sonra haftada bir gün klorlama çalışması yapılacak.” dedi. İl Sağlık Müdürü Dursun Koç da okulların tatile girmesi nedeniyle genel temizlik yapıldığını ifade etti. Koç, özellikle Milli Eğitim ile yapılan toplantıda öğrencilerin ortak kullanım alanlarındaki temizliğe önem verilmesine dikkat çekildiğini kaydetti. Koç, hastane, cezaevi, yurt gibi yerlerin de bilgilendirildiğini belirtti. Koç, Bolu’da bir domuz gribi vakası görüldüğünü, o kişinin de kent dışından geldiğini ve tekrar döndüğünü söyledi. Koç, domuz gribine karşı aşılama işleminin önümüzdeki haftadan itibaren başlayacağına vurgu yaparak, “Aşıların hepsi birden gelmeyecek. Peyderpey gelecek. Risk gruplarına göre aşı yapılacak.” diye konuştu.
BURSA
Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, kentteki tüm resmi ve özel eğitim öğretim kuruluşlarında dezenfekte çalışması başlattı. Sabahın erken saatlerinden itibaren tüm okul, dershane ve yurtlarda sınıflardan, koridorlara, tuvaletlerden yemekhanelere, bahçeden çöp bidonlarına kadar her taraf titizlikle ilaçlanarak dezenfekte edildi. Okullarda ilaçlama çalışmasını yerinde takip eden Osmangazi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü sağlık işlerinden sorumlu Şube Müdürü Cengiz Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığı’nın genelgeleri doğrultusunda Bursa geneliyle birlikte ilçede bulunan tüm eğitim kurumlarının ilaçlanacağını belirtti. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı 162’si resmi olmak üzere 300 eğitim kurumunda temizlik ve dezenfekte çalışması yapıldığını ifade eden Yılmaz, “Bunlar domuz gribini önleme ile ilgili temizlik çalışmamız. Burada 145 bin öğrencinin eğitim aldığını düşünürsek büyük bir çapta temizlik yapıldığı görülmekte. Bu çalışmalar okul aile birliği maddi imkanları ile yapılmakta.” dedi.
KONYA
Konya’da domuz gribine karşı okullarda yapılan dezenfekte çalışmalarına veliler de gönüllü olarak katıldı. Personel eksikliği yaşanan okullarda toplum yararına çalışma projesi kapsamında 235 işçi görevlendirildi. Tüm dünyayı etkisi altına ve kamuoyunda domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsüne karşı ülkenin dört bir yanında dezenfekte çalışmaları başlatıldı. Konya’da merkez ve ilçe okullarda temizli çalışması yapan görevliler, binayı baştan aşağıya dezenfekte etti. Bazı okullarda velilerin temizlik çalışmasına gönüllü olarak katıldığı gözlendi. Konya’daki temizlik çalışmalarını Vali Aydın Nezih Doğan ve İl Milli Eğitim Müdürü Halil Şahin yerinde inceledi. Yaşar Doğu İlköğretim Okulu’nda yapılan temizlik çalışmaları hakkında bilgi veren Halil Şahin, okullarda öğrencilerin temas edebileceği her bölgeyi dezenfekte ettiklerini aktardı. Özellikle sıra, dolap, kapı, tuvalet, merdiven korkuluklarının temizliğine dikkat ettiklerini söyleyen Şahin, “Tüm okullarımızdaki çalışmalarımız devam ediyor. Personel eksikliği yaşanan okullara toplum yararına çalışma projesi kapsamında 235 işçi görevlendirildi. Herhangi bir aksiliğin yaşanmaması için tüm okullarımızda denetimlerimizi arttırdık.” dedi. Konya Valisi Aydın Nezih Doğan da sabah erken saatlerde okulları denetledi. Bazı okullarda temizliğin düzgün yapılmadığını gören Vali Doğan, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne talimat vererek, temizlik konusunda hassasiyet gösterilmesi istedi. Diğer yandan çok sayıda öğrenci velisi de okullardaki temizlik çalışmalarına gönüllü katılarak destek verdi.
MERSİN
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı genelgenin ardından Mersin’de okullar domuz gribine karşı dezenfekte edildi. Türkiye’de artan ve son dönemde bazı kişilerin hayatını kaybetmesine neden olan domuz gribi vakasına karşı okullar kendi imkanları ile dezenfekte çalışması yaptı. Bütün sınıflar, tuvaletler ilaçlı suyla yıkanırken kapı kolları ve camlar da silindi. Çöp bidonlarına ise hijyenik poşetler konuldu. İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gül, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı genelgenin ardından bütün okullarda dezenfekte çalışması yapıldığını söyledi.
ERZURUM
Erzurum il genelindeki bütün okul ve dersaneler, domuz gribiyle mücadale kapsamında özel ilaçlama ekipleri ve okul hizmetlilerince dezenfekte edildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, domuz gribiyle mücadele nedeniyle eğitime ara verdiği bugün ilk ve orta dereceli okullar ile dersaneler dezenfekte edildi. Erzurum Palandöken ilçesindeki Yunus Emre İlköğretim Okulu’nda da dezenfekte çalışmaları başlatıldı. Çalışmalarda okul hizmetlileri ve idareciler birlikte görev aldı. Derslikler, koridorlar, tuvalet ve lavabolar ile öğretmenler odasına kadar bütün okul baştan aşağı çamaşır suyu, yüzey temizleyici ve arap sabunu ile temizlenip yıkandı. Temizlik yapan idareci ve hizmetliler maske, çizme ve şeffaf eldivenler ile dezenfekte çalışmalarını gerçekleştirdi.
Okul Müdürü Muhlis Öncel, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı genelge doğrultusunda dezenfekte işlemini yaptıklarını söyledi. Öncel, 434 öğrencinin ikili eğitim gördüğü okullarında, 3 hizmetli personel ile birlikte dezenfekte çalışmalarını başlattıklarını ifade etti. Dezenfekte çalışmalarında çamaşır suyuna ağırlık verdiklerine dikkat çeken Öncel, “Üç personelle okulun bütün kapı, pencere ve panolarını Bakanlığın istediği şekilde dezenfekte etmekteyiz. Dezenfektede çamaşır suyu arap sabunu ve yüzey temizleyici kullandık. Ayrıca, pazartesi günü de dezenfekte maddesiyle okul girişinin merdivenleri temizleyeceğiz.” diye konuştu.


Sağlığınız yerinde ve H1N1 hastalık belirtileri göstermiyorken virüsün vücutta üremesini, belirtilerin daha da şiddetlenmesini ve ikincil enfeksiyonların gelişmesini önlemek için dikkatimizi N95 veya tamiflu gibi ilaçları stoklamaya vermek yerine çoğu bildirgelerde bahsedilmeyen bazı çok basit önlemleri uygulayabiliriz.

1. Ellerinizi sık sık yıkayın,

2. Ellerinizle yüzünüze dokunmayın. Yemek, banyo ve yara bakımı gibi zorunluluklar dışında yüzünüzün herhangi bir yerine dokunmaktan kaçınınız,

3. Ilık tuzlu suyla günde iki kere gargara yapınız ( tuza güvenmiyorsanız listerin kullanınız). H1N1 ‘in boğaz ve burun boşluklarında çoğalıp Enfeksiyona sebep olarak karakteristik belirtileri göstermesi için 2 -3 güne ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir kişinin ılık, tuzlu suyla gargara yapmasının etkisi hastalığa yakalanmış olan bir kişinin tamiflu kullanması ile aynıdır. Bu basit ucuz fakat güçlü önleyici yöntemi küçümsemeyiniz,

4. 3. önleme benzer olarak; burnunuzun içini en az günde bir kere ılık tuzlu suyla temizleyiniz. *Günde bir kere burnunuzu sümkürün ve sonra ılık tuzlu suya batırılmış pamuk tamponlarla silerek temizleyiniz. Bu yolla burnunuzda bulunak virüs sayısını etkili bir şekilde azaltmış olursunuz,

5. Narenciye suları gibi C vitamin bakımından zengin olan yiyecekler kullanarak doğal bağışıklığınızı güçlendiriniz. Eğer ilave olarak C vitamin kullanmak zorunda iseniz emilimi artırmak için mutlaka Çinko ile birlikte alınız,

6. Bitkisel çaylar, çay, kahve gibi sıcak veya ılık içeceklerden içebildiğiniz kadar çok içiniz.

* Sıcak içecekler içmek gargara yapmakla aynı etkiye sahiptir fakat ters yöne doğru. Sıcak içecekler virüsleri yaşamaları mümkün olmayan ortama sahip olan mideye doğru yıkayarak götürürler. H1N1 virüsü mide’de çoğalamaz, herhangi bir zarar veremez ve hayatiyetını devam ettiremez.

Uzmanlar yaptığı araştırmalar sonucu her gün çiğ sarımsak yenerek domuz gribinden kolayca korunabileceğini bildirdi. Sarımsak haerhangi bir testten geçirilerek domuz gribine karşı olan etkisi bulunmamıştır. Ancak sarımsağın içinde bulunan maddeler daha önceki grip vakalarına karşı kullanılmıştır.

Bu kanı ile sarımsağın domuz gribi virüsünü etkisiz hale getireceği söyleniyor. Sarımsağın koruyucu etkisi çok kısa sürmektedir. Halkımızda bir ağız kokusu korkusu olduğu için sürekli sarımsak yemek yeterli bir çözüm olmayacaktır. Ancak sağlığın korunması açısından yapılması gerekenler arasında bulunmaktadır. Nahoş kokuları dikkate almak yerine domuz gribinin olumsuz sağlık etkilerini dikkate almak gerekmektedir.

Sarımsak yemek gripten korunmak için en kolay ve ekonomik yollardan birtanesidir. Ancak bu kadarıyla yetinmeyip gripten korunmak için diğer önlemlerinden alınması gerekmektedir.

Sağlık Bakanlığı, Ankara’da tedavisi devam eden 65 yaşındaki bir kadının domuz gribinden hayatını kaybettiğini duyurdu.

İstanbul’da tedavisi devam eden 13 yaşındaki bir kız çocuğunun ardından Ankara’da da 65 yaşındaki bir kadın domuz gribinden hayatını kaybetti. Böylece Türkiye’de domuz gribinden 9. ölüm gerçekleşti.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, İstanbul’da Pandemik grip nedeniyle tedavisi devam eden 13 yaşında bir kız çocuğunun yaşamını yitirdiği, bu vefatla Pandemik gripten kaybedilen vatandaşların sayısının 8 olduğunu bildirdi.

Durumu ağır 8 hastanın tedavisinin ise yoğun bakımlarda sürdürüldüğü belirtilen açıklamada, 2 yaşından küçük çocuklar, kronik hastalığı olanlar, gebeler ve 65 yaş üstündekilerin grip belirtileri ortaya çıktığında mutlaka bir hekime müracaat etmeleri istendi.

Bunların dışındaki kişilerde grip belirtileri ortaya çıktığında evlerinde istirahat etmeleri önerilen açıklamada, genel durumda kötüleşme, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, 3 günden fazla süren ateş, ciddi ve sürekli kusma şikayetlerinden biri olan vakaların beklemeden doktora müracaatlarının büyük önem taşıdığı vurgulandı.

Açıklamada, şu uyarılar tekrarlandı:

”2 yaşından küçük çocuklar, kronik hastalığı olanlar, gebeler ve 65 yaş üstündekilerin grip belirtileri ortaya çıktığında mutlaka bir hekime müracaat etmeleri gerekmektedir. Bunların dışındaki kişiler de grip belirtileri ortaya çıktığında evlerinde istirahat etmeleri, ancak genel durumda kötüleşme, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, 3 günden fazla süren ateş, ciddi ve sürekli kusma şikâyetlerinden biri olan vakaların beklemeden doktora müracaatları büyük önem taşımaktadır.”

DOMUZ GRİBİ‘NDEN BUGÜNE KADARKİ ÖLÜM VAKALARI

İL TARİH YAŞ CİNSİYET EK BİLGİ
Ankara 24 Ekim 28 Erkek Hastane temizlik görevlisi
Diyarbakır 29 Ekim 34 Kadın Hamile
Konya 29 Ekim 37 Kadın Kronik hastalık
Ankara 1 Kasım 27 Erkek Hastane temizlik görevlisi
Konya 1 Kasım 22 Aylık Kız
Konya 1 Kasım 14 Erkek Kronik hastalık
Şanlıurfa 2 Kasım 4 Kız
İstanbul 2 Kasım 13 Kız
Ankara 2 Kasım 65 Kadın Kronik hastalık

Bir günde 3 kişinin ölmesi akıllara bu soruyu getirdi.

Domuz gribine karşı aşılamanın başladığı gün 3 kişinin daha ölümüyle Türkiye’de kurban sayısı 9’a çıktı. 13 yaşında bir kızda domuz gribi belirtileri görülmemesi ancak daha sonra H1N1 virüsünün ölüm nedeni olduğunun anlaşılması ‘Virüs mutasyona uğradı, artık daha öldürücü hale geldi’ korkusuna neden oldu.

DOMUZ gribinde görülmeyen belirtilerle İstanbul’da hastaneye kaldırılan 8. sınıf öğrencisi 13 yaşındaki B.B.’nin ölümünden sonra domuz gribi virüsüne rastlanması, virüsün mutasyona (değişime) uğramış olabileceği korkusu yarattı. H1N1 virüsünün nispeten ılımlı bir seyir izlediği geçen haziran ayı başında Alman uzmanlar, “Virüsü şu anda yaşadığımız sonbahar aylarında mutasyon geçirerek daha saldırgan bir forma geçiş yapabilir” uyarısı yapmıştı. Alman uzmanlar, özellikle kuzey yarıkürede havaların soğumasıyla birlikte virüsün başkalaşım geçirebileceğini ve daha fazla ölüme neden olabileceğini belirtmişti.

OTOPSİDE RASTLANDI

Domuz gribi nedeniyle Türkiye’de ölen insan sayısı, cuma günü Şanlıurfa’da ölen 4 yaşındaki Elif Fıratha’nın domuz gribinden öldüğünün anlaşılması, Ankara’da 65 yaşında kronik hastalığı bulunan bir kadının ölümü ve dün defnedilen 13 yaşındaki B.B. isimli kız ile 9’a çıktı. Ancak B.B.’nin domuz gribinin bilinen belirtisiyle değil “karın ağrısı, karın şişliği, mide bulantısı” şikâyetiyle Haseki Hastanesi’ne kaldırıldığı, bu hastanede çocuk cerrahi olmadığı için Cerrahpaşa Hastanesi’ne sevk edildiği belirlendi. B.B.’nin, oradan yoğun bakım ünitesi olan özel bir hastaneye götürülürken 112 ambulansı içerisinde yolda hayati fonksiyonlarını yitirdiği, müdahale için yol üzerinde en yakın devlet hastanesine yetiştirildiği ancak kurtarılamadığı öğrenildi. Cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 03:00 sıralarında hayatını kaybeden B.B.’ye otopsi yapıldı ve dün öğle saatlerinde defnedildikten sonra domuz gribi virüsü taşıdığı ortaya çıktı. Doktorları da şaşırtan bu durum, domuz gribi virüsünün değişime uğrayabileceği endişesi yarattı.

‘ŞÜPHE UYANDIRMADI’

İstanbul İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Ali İhsan Dokucu, Dokucu, “B.B., bilinen belirtilerin dışında şikâyetle hastaneye geldiği için domuz gribinden şüphelenilmedi” dedi. Dokucu, virüsün mutasyona uğramış olma ihtimaliyle ilgili olarak, “Şu an için böyle bir şeyden bahsetmek mümkün değil. Araştırılır, varsa tedbir alınır” dedi.

UZMANLAR NE DİYOR?

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları, Çocuk İnfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanlığı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Bakır, “Grip virüsü o hastalığın etkeni midir ona bakmak lazım. Virüs değişime uğrarsa akciğerden başlar. Sanmıyorum bu virüsün değişimi sonucu olsun. Vakayı ve virüsü incelemek lazım” dedi. Prof. Dr. Recep Öztürk ise virüsün farklı reaksiyonlar gösterebileceği, baskın çıkan başka hastalıkların da olabileceği, doğrunun inceleme sonucu ortaya çıkacağını söyledi.

İstanbul’da 2’si ağır 7 kişi H1N1’li

İSTANBUL’da domuz gribi ile ilgili önlemlerin sürdürüldüğünü belirten İstanbul Valisi Muammer Güler, ‘’Şu anda hastanelerde 7 kişi var. Bunların 2’si yoğun bakım servisinde, diğerleri normal serviste bakımları sürüyor. Hastalığın ilk görüldüğü 14 Mayıs’tan bu yana 447 vaka tespit edildi. Son hafta 125 vaka var. Bunların 70’i öğrenci 52 ayrı okulda tespit edildi. Yoğun bakımda olan hastalardan biri 18 aylık, diğeri de 9 yaşında çocuk. Kritik durumları devam ediyor ama iyiye doğru gittikleri söylenebilir. Eskiye göre daha iyiler. Normal servislerdeki hastaların durumu iyi’’ dedi. Okullardaki durumu tekrar gözden geçirdiklerini kaydeden Vali Güler, domuz gribi virüsü rastlanan bazı okullarda yüzde 16-17 civarında devamsızlığın söz konusu olduğunu bildirdi. Diğer okullardaki devamsızlık oranının ise yüzde 7-9, birçok okulda ise yüzde 5’in altında bulunduğunu aktaran Güler, bu oranların ‘’tolere edilebilecek bir durum olduğunu’’ vurguladı.

İlk aşılama sağlıkçıya ikinci hacı adaylarına

DOMUZ gribi virüsüne karşı koruyucu önlem olarak sakın alınan aşıların kontrollerinin tamamlanmasının ardından ilk uygulamaya dün başlandı. İlk aşılar, kentlerin sağlık müdürlerine yapıldı. Aşı olanlara “Pandemik A H1N1 Grip Aşısı Kartı” verildi.

HACILAR: ZORAKİ OLUYORUZ

“H1N1 Aşı Uygulamaları ve Takvimi” ne göre, ilk aşı uygulamaları sağlık personeline ve henüz yola çıkmamış hacı adaylarına, enjeksiyon yöntemiyle yapılıyor. Hamilelere, bağışıklık gücünü artıran, ancak kamuoyunda tartışmalara yol açan “adjuvan” maddesi içermeyen aşıdan uygulanacak. Dün Trabzon’da aşı olan hacı adayları ise “Diyanet mecbur tuttuğu için aşı olduklarını” söyledi.

BAKANLIĞIN RİSK GRUBU

Sağlık Bakanlığı, “morbid obezleri, gebeleri, iki yaşın altındakileri, kronik kalp ve akciğer hastalığı bulunanları, 18 yaş altında olup sürekli aspirin kullanması gerekenleri ve 65 yaş üstündekileri” risk grubuna aldı.

18 MİLYON KİŞİ AŞILANACAK

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom, grip aşısı olanın domuz gribi aşısı olmasında sakınca olmadığını, yılbaşına kadar 18 milyon doz aşının tamamlanacağını belirtti.

Kayseri’de, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Gevhernesibe Hastanesi’nde ”domuz gribi şüphesiyle” tedavi gören bir hasta yaşamını yitirdi.

ERÜ Hastaneler Başhekimi Prof. Dr. Muhammet Güven, AA muhabirinin sorusu üzerine, hastanelerine geçen hafta sonu zatürre teşhisiyle Develi ilçesinden gelen 37 yaşındaki bir erkek hastanın yaşamını yitirdiğini söyledi.

Hastanın, gençlerde zatürreye çok sık rastlanmadığın için ”domuz gribi” şüphesiyle tedavi altına alındığını ifade eden Güven, ”Hasta, hastaneye başvurduktan birkaç saat sonra öldü. Altta yatan bilinen bir hastalığı yok. Hastadan alınan numuneleri İl Sağlık Müdürlüğü aracılığıyla Ankara Hıfzıssıhha Enstitüsü’ne gönderdik. Kesin sonucu bugün ya da yarın çıkar, ama olası muhtemel ölüm nedeni ‘domuz gribi’ diye düşünüyoruz” diye konuştu.

Güven, hastanelerine ”domuz gribi” şüphesiyle günde ortalama 20-30 hastanın başvurduğunu belirterek, 1 çocuk ve 1 yaşlı hastanın Enfeksiyon Hastalıkları Polikliniğinde tedavilerinin sürdüğünü kaydetti.

Her iki hastanın da altta yatan başka hastalıkları olduğuna dikkati çeken Güven, ”Çocuk hastamızın durumu pozitif çıktı, ama yaşlı hastanın analiz sonucunu henüz alamadık” dedi.

Güven, artık Hıfzıssıhha Enstitüsünün de her örneği çalışmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:

”Domuz gribi olduğunu düşünerek hastaneye başvuran hastaların çoğunda önemli bir şey yok. Korku ve panikle bize geliyorlar. Domuz gribi ile benzer bulguları var, ama ciddi bir şikayetleri yok. Vatandaşlarımızdan isteğimiz korku ve paniğe kapılmamaları. Eğer yüksek ateş, solunum sıkıntısı gibi ciddi şikayetleri yoksa evde istirahat etsinler. Hastaneleri gerçekten ihtiyacı olan hastaların kullanımına bıraksınlar. Zaten biz de durumu ciddi olmayan bu tür hastalara istirahat öneriyoruz.”

Sağlık Bakanlığı’nın domuz gribine karşı Novartis firmasından aldığı domuz gribi aşılardan 500 bin dozluk ilk partisi İstanbul'la getirildi.

Aşılar Ankara'da yapılacak testler sonucunda sağlık kuruluşlarına dağıtılacak. Ay sonuna kadar 1 milyon 800 bin doz aşının Türkiye'de olacağı belirtildi.

İtalya'nın Roma kentinden THY'na ait bir uçağa yüklenen aşılar akşam saatlerinde İstanbul'a getirildi. Buradan Ankara'ya götürülecek aşılar, Sağlık Bakanlığı’na ait Esenboğa Havaalanı yakınlarındaki depoya konulacak. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’nde gerekli testlerin ardından aşıların, alınacak rapor doğrultusunda sağlık kuruluşlarına dağıtılacağı belirtildi.

Yetkililer, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi‘ndeki inceleme sürecinin 5-20 gün arasında değişebileceğini söylediler. Aşılar, uygunluğu onaylanıp sağlık kuruluşlarına gönderildikten sonra ilk olarak sağlık personeline yapılacak. Aşılamada poliklinik hizmeti verenlerle enfeksiyon ünitelerinde görev yapan hekim, hemşire ve diğer sağlık personeline öncelik tanınacak. Aşılama, hem kamu hem de özel sağlık kuruluşlarındaki sağlık personeline yapılacak. Diş hekimleri de öncelik verilen grup arasında yer alacak.
Öte yandan hacı adayları da gelen ilk partiyle aşılacak.

Gribal enfeksiyonlarından korunmada başta limon olmak üzere bol narenciye tüketilmesinin yararlı olacağına dikkat çekiliyor.

Erdemli Ziraat Odası (EZO) Başkanı Adnan Dölek, gribal enfeksiyonlarından korunmada başta limon olmak üzere bol narenciye
tüketilmesinin yararlı olacağına dikkati çekerek, bu yıl rekoltenin bol ve fiyatların ucuz olmasının bu açıdan değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Dölek, yaptığı açıklamada, gribal rahatsızlıkların geçmişten günümüze her zaman görüldüğünü, ancak, son günlerde ülkemizde de artış
gösteren "domuz gribi" de dikkate alınarak C vitamini deposu narenciyenin tüketiminin doğal ve sağlıklı bir yöntem olarak teşvik edilmesini istedi.

Narenciye ürünlerinin gribal rahatsızlıklara karşı ilaç kadar etkili olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığını ifade eden Dölek, Sağlık Bakanlığının halka narenciye ürünleri tüketimi yönünde öneride bulunmasının son derece yararlı olacağını söyledi. Dölek, "Bu yıl rekolte yüksek, fiyatlar ucuz olacak. Sağlığını düşünen C vitamini deposu narenciye tüketsin" dedi.

Erdemli genelinde 70 bin dekar alanda geçen yıl 295 bin 500 ton limon üretildiğini ifade eden Dölek, ilçenin bu alandaki üretimin yüzde 65’ini karşıladığını, bu yıl 300 bin tona yakın rekolte elde edilmesinin beklendiğini söyledi.

Erdemli Sağlık Grup Başkanı Dr. Ali Yaman da, "domuz gribi" rahatsızlığına karşı tedbir olarak limon ve diğer narenciye ürünlerinin
tüketilmesinin etkili olabileceğini söyledi.

Yaman, ülkemizde ve bölgemizde bolca üretimi yapılan limonun sadece kışın gelmesi ve hava değişiklikleri ile oluşacak rahatsızlıklara karşı vücut direncini artıracağını kaydetti.

Gribin yayılmasını önlemek ve risk grubu olanları korumak için, her yıl grip aşısı yapılması öneriliyor. 6 ay -18 yaş arası çocuklar ve gençler, kronik akciğer, kalp damar, metabolik hastalığı olanlar, kortizon kullananlar, AİDS ve kanser hastaları, kas - sinir sistemi hastaları, yaşlılar, 3 ayını tamamlayan hamileler risk grubunda bulunuyor. Piyasada ölü virüslerle hazırlanan aşı yaygın ve güvenle yaptırılabilir. Zayıflatılmış virüslerle yapılan ve burundan sprey şeklinde verilen canlı aşıları ise doktora danışmadan yaptırmayın.

Mevsimsel gribe benzeyen belirtiler; ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, genel vücut ağrısı, halsizlik ve bitkinlik. Bazı vakalarda kusma ve ishal de görülüyor. Ağır vakalarda solunum yetmezliği ortaya çıkıyor. Ancak bazı vakalarda hiçbir belirti görülmüyor, bazı vakalar da ölümle sonuçlanabiliyor. Amerikan Hastanesi Klinik Labaratuvardan Dr Erhan Palaoğlu gençlerin ve orta yaştakilerin risk altında olduğunu söylüyor.

Ateş, kas ağrıları, baş ağrısı, halsizlik, kuru öksürük, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı ve akıntısı ile başlıyor. Normal seyrinde 3-7 günde iyileşiyor. Fakat yaşlı, çocuk ve direnci kıran ek hastalığı olanlarda sinüzit, zatürree, orta kulak iltihabı veya tüm vücuda yayılması ile kalp dokularının bile iltihaplanabileceği ciddi tablolara dönüşebiliyor. Şeker, kalp ve kronik akciğer hastalığı olanlarda, bu hastalıkları kötüleştirebiliyor. En ağır geçirenler çocuk ve yaşlılar.

Domuz gribi nedir?

Domuzlarda hastalığa yol açan bir mikroorganizma olan influenza tip A virüsünün insanlarda oluşturduğu solunum yolu hastalığı. Virüs şimdiye kadar insanlarda hastalığa yol açmamakta, sadece domuzlarda görülmekteydi. Ancak, mikroorganizmadaki değişime bağlı olarak ortaya Tip A H1N1 adlı yeni bir formu çıktı. Solunum yolu ile özellikle yakın temas, öksürmek ve hapşırmak suretiyle insandan insana bulaşabiliyor. Amerikan Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Birsen Çetin virüsün domuz, kuş ve insan influenza virüs yapılarının oluşturduğu bir hibrid virüs olduğunu söylüyor. Mevsimsel gripten farkı bu sayılan canlıları etkileyen bir genetik özelliğe sahip olması.

Bir yandan grip mevsimi kapıyı çalıyor, öte yandan bu yıl davetsiz bir misafir daha gelecek gibi... Birbirlerine öyle benziyorlar ki, hepimizin kafası karıştı bile. Risk grubunda mıyız, aşı olmalı mıyız, ne önlem almalıyız? Yanıtları bu haberde.

Meksika'da başlayan bir salgınla dünya üzerinde 100'ün üzerinde insan hayatını kaybetti, bu sayı giderek de artıyor. Virüs diğer ülkelere yayıldığı gibi Türkiye'ye de sıçrayabilir. Salgının dünya çapına yayılıp yayılamayacağını kestirmek zor. Memorial Hastanesi Klinik Laboratuvarlar Koordinatörü Doç. Dr. Kenan Keskin bu sorunun cevabının salgın yapan virüsün bulaşıcılığının, insanların bağışıklık durumu, bildiğimiz grip virüsüne karşı toplumda zaten var olan antikorların çapraz koruyuculuğunun olup olmaması ve kişisel faktörlerle yakından ilişkili olduğunu söylüyor. İyisi mi biz düşmanı daha yakından tanıyalım.

Domuz gribi nedir?

Domuzlarda hastalığa yol açan bir mikroorganizma olan influenza tip A virüsünün insanlarda oluşturduğu solunum yolu hastalığı. Virüs şimdiye kadar insanlarda hastalığa yol açmamakta, sadece domuzlarda görülmekteydi. Ancak, mikroorganizmadaki değişime bağlı olarak ortaya Tip A H1N1 adlı yeni bir formu çıktı. Solunum yolu ile özellikle yakın temas, öksürmek ve hapşırmak suretiyle insandan insana bulaşabiliyor. Amerikan Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Birsen Çetin virüsün domuz, kuş ve insan influenza virüs yapılarının oluşturduğu bir hibrid virüs olduğunu söylüyor. Mevsimsel gripten farkı bu sayılan canlıları etkileyen bir genetik özelliğe sahip olması.

Belirtileri neler?

Mevsimsel gribe benzeyen belirtiler; ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, genel vücut ağrısı, halsizlik ve bitkinlik. Bazı vakalarda kusma ve ishal de görülüyor. Ağır vakalarda solunum yetmezliği ortaya çıkıyor. Ancak bazı vakalarda hiçbir belirti görülmüyor, bazı vakalar da ölümle sonuçlanabiliyor. Amerikan Hastanesi Klinik Labaratuvardan Dr Erhan Palaoğlu gençlerin ve orta yaştakilerin risk altında olduğunu söylüyor.

Aşısı var mı?

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr Selim Badur Domuz gribi aşısının tüm dünyada ancak belirli risk gruplarına yetebilecek oranda üretilebildiğini söylüyor; Bu risk gruplarının başında sağlık personeli, gebeler, 6-36 aylık bebekler, mevsimsel grip için risk gruplarını oluşturan süreğen hastalığı olanlar ve yaşlılar geliyor. Koruyucu aşı geliştirilmiş durumda. Ancak henüz ülkemizde kullanıma sunulmuş değil.

Antibiyotik grip ilacı mı?Genel olarak antibiyotik dendiği zaman bakteriler için üretilmiş olan ilaçlardan bahsediyoruz. Solunum yolu, sindirim sistemi, idrar yolu enfeksiyonları gibi bakteriyel vakalarda kullanılıyorlar. Dr. Hayri Aydın bildiğimiz antibiyotiklerin viral enfeksiyonlarda, yani virüslerin yol açtığı enfeksiyonlarda herhangi bir fayda göstermediğini söylüyor. Ancak grip virüsünün yol açtığı solunum hastalıklarına virüs antibiyotiklerinin faydası var. Gereksiz antibiyotik kullanımını önlemenin en kesin yolu tabii ki hangi hastalığın bakteriyel hangi hastalığını viral olduğunun, belirli bir kesinlikte ayırt edilebilmesi. Uzmanlar bugünkü teknolojiyle bu ayrımın kolay yapılamadığını, doktorların bile zorlandığını söylüyorlar. Tereddüt edilen durumlarda doktor gözetiminde bir kaç gün beklenip şikayetlerin iyiye mi, kötüye mi gittiği gözlenmeli. Gereksiz antibiyotik kullanımı sonucunda ortaya çıkan yan etkiler dışında sebebiyle bu ilaçlar işe yaramaz hale geliyor.

Nelere dikkat etmeli?

Mümkün olduğunca kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmayın, kişisel hijyene önem verin. Dünya Sağlık Örgütü tarafından getirilmiş bir seyahat kısıtlaması yok. Gideceğiniz ülkenin yerel otoritelerinin öngördüğü tedbirlere uyun ve gerekirse maske kullanarak bulaşma riskini azaltın. Grip belirtileri görürseniz, en yakın sağlık kuruluşuna başvurun. Domuz gribinin, usulüne uygun hazırlanan domuz eti veya diğer domuz ürünlerinin yenmesiyle bulaştığına dair bulgu yok. Domuz virüsü, 70 derece ısıtılınca ölmekte. Bol sıvı gıda tüketin, iyi beslenin, dinlenmeye dikkat edin.

Hemen doktora başvurun!

Solunum güçlüğü veya nefes darlığı, göğüs ya da karın içinde ağrı veya basınç, ani baş dönmesi, şiddetli bulantı ve kusma şikâyetiniz varsa, hemen doktora gidin. Çocuklarda bunlara ek olarak mavimsi cilt rengi, sıvı alamama, uyanamama ve uyaranlara cevap verememe, döküntü, huzursuzluk, şiddetli ateş ve öksürük fark ederseniz hastaneye götürün.

Tedavisi var mı?

İlaç kullanımı, hastalığın seyrini hafifletiyor, hızlı bir iyileşmeyi sağlayabiliyor. Ciddi komplikasyonların da gelişmesi engellenmiş oluyor. Antiviral ilaçlara, doktor tavsiyesiyle semptomların görülmeye başlamasından itibaren ilk iki gün içinde başlanması gerekiyor.

Mevsimsel griple karıştırmayın
Grip de tehlikeli!
Amerikan Hastanesi İç Hastalıklar Uzmanı Dr. Bülent Yardımcı, gribin ciddi bir viral solunum sistemi hastalığı olduğunu söylüyor. Fakat üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileriyle başladığı ve nezle ile karıştırdığımız için genelde hafife alıyoruz. Oysa araştırmalar, tüm dünyada gripten ölüm oranlarının yüksekliğini ortaya koyuyor.

Belirtileri neler?

Ateş, kas ağrıları, baş ağrısı, halsizlik, kuru öksürük, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı ve akıntısı ile başlıyor. Normal seyrinde 3-7 günde iyileşiyor. Fakat yaşlı, çocuk ve direnci kıran ek hastalığı olanlarda sinüzit, zatürree, orta kulak iltihabı veya tüm vücuda yayılması ile kalp dokularının bile iltihaplanabileceği ciddi tablolara dönüşebiliyor. Şeker, kalp ve kronik akciğer hastalığı olanlarda, bu hastalıkları kötüleştirebiliyor. En ağır geçirenler çocuk ve yaşlılar.

Kimler aşı olmalı?

Gribin yayılmasını önlemek ve risk grubu olanları korumak için, her yıl grip aşısı yapılması öneriliyor. 6 ay -18 yaş arası çocuklar ve gençler, kronik akciğer, kalp damar, metabolik hastalığı olanlar, kortizon kullananlar, AİDS ve kanser hastaları, kas - sinir sistemi hastaları, yaşlılar, 3 ayını tamamlayan hamileler risk grubunda bulunuyor. Piyasada ölü virüslerle hazırlanan aşı yaygın ve güvenle yaptırılabilir. Zayıflatılmış virüslerle yapılan ve burundan sprey şeklinde verilen canlı aşıları ise doktora danışmadan yaptırmayın.

Gribin kişiden kişiye bulaşmasında tokalaşma ve kucaklaşma çok önemli.

Samsun İl Sağlık Müdürü Mustafa Kasapoğlu, genel olarak gribin kişiden kişiye bulaşmasında tokalaşma ve kucaklaşmanın önemli rol oynadığına işaret ederek, domuz gribine karşı kişisel önlem olarak Japonlarda olduğu gibi tokalaşma ve kucaklaşma yapılmamasını önerdi.

Kasapoğlu, yaptığı açıklamada, domuz gribinin, mevsimsel gribe göre "öldürme oranının" düşük olmasına rağmen çok yüksek hızla yayıldığını, bu açıdan risk oluşturduğunu ifade etti.

Gribin bir üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunu, hapşırma ve aksırma ile etrafa yayılan damlacıklarla bulaştığını anlatan Kasapoğlu, kişilerin tokalaşma, öpüşme, kucaklaşma ile bu hastalığı birbirlerine bulaştırdıklarını belirtti.

Gripte kişisel tedbirlerin çok önemli olduğunun altını çizen Kasapoğlu, şunları söyledi:

"Kişiler el hijyenine çok önem vermeli, çok sık tekrarlamalı. Ellerimizi özellikle sıvı sabunla yıkamalıyız. Hapşırıkta, aksırıkta tek kullanımlık
mendiller kullanmalıyız ya da ağzımızı kolumuzla kapatmalıyız. Kişisel eşyalarımızı; havlu, çatal, tabak, çarşaf gibi, başkaları ile paylaşmamalıyız.

Japonlarda özellikle selamlama dediğimiz seremonide kesinlikle tokalaşma ve kucaklaşma yok. Tokalaşma ve öpüşme gripte bulaşıcılığın hızlı seyretmesine yol açan iki hareket. Biz mevsimsel gribin ve domuz gribinin de artabileceğini ya da ülkemizde olabileceğini düşünürsek bu iki hareketi, tokalaşma ve kucaklaşmayı bugünlerde yapmasak daha iyi olur diyebilirim."

-NEZLE VE GRİP BİRBİRİNDEN AYRILMALI-

Domuz gribi olduğu kaygısıyla, basit soğuk algınlığı olan hastaların bile polikliniklere akın edip etmeyeceği olasılığını da değerlendiren Kasapoğlu, bununla ilgili Samsun’da gerekli tedbirleri aldıklarını söyledi.

Olası bir salgına karşı hazırlıklarının ve planlarının tamam olduğunu belirten Kasapoğlu, polikliniklerde gereksiz yığılmaları önlemek için vatandaşlara "nezle ile gribin" ayrımını anlatacaklarını vurguladı.

Grip ve nezlenin birbirine karıştırılmaması gerektiğini, nezlenin hafif semptomlarla atlatılabilen bir üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunu ifade eden Kasapoğlu, şu bilgileri verdi:

"Gripte kişiler özellikle 1-7 gün arasında semptom vermektedir. Biz Sağlık İl Müdürlüğü olarak kamuoyuna özellikle griple nezleyi anlatmak istiyoruz. Çünkü bugün grip ve nezle birbirinden çok farklı iki rahatsızlık. İkisi de üst solunum yolu enfeksiyonu. Gripte kişilerde iş gücü kaybı gerçekleşir ve kişiler özellikle ateş ve kas, eklem ağrısından şikayet ederler. Nezle hafif semptomlarla seyreder ve nezleli insanlar işlerine de devam ederler.

Kasapoğlu, grip tedavisinin mevsimsel gripte ve domuz gribinde antiviral ilaçlarla yapıldığını belirterek, mevsimsel grip için bugünlerde grip aşısı yapılmasını önerdi.

anti viral(virüs önleyici) özelliği gösteren humik asitin, vücut direncini arttırıcı özelliği nedeniyle domuz gribinden korunmaya karşı en etkili madde olduğu belirtiliyor.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Tutar, anti viral(virüs önleyici) özelliği gösteren humik asitin, vücut direncini arttırıcı özelliği nedeniyle domuz gribinden korunmaya karşı en etkili madde olduğunu, domuz gribine karşı yürütülen bilimsel çalışmalarda humik asitten yararlanılması gerektiğini söyledi.

Tutar, yaptığı açıklamada, toprağın humus kısmında bulunan humik asitin mucizevi bir madde olduğunu bildirdi.

Humit asitin bilinen en güçlü anti oksidan, anti viral, anti mikrobiyal, radikal yakalayıcı ve en iyi vücut düzenleyici olması nedeniyle, insan sağlığı üzerinde olumlu sonuçlar verdiğinin bilimsel olarak ispatlandığını kaydeden Tutar, dünyadaki birçok bilim adamının humik asit üzerinde çalıştığını söyledi.

Türkiye’de humik asit konusunda ilk kez proje hazırladıklarını kaydeden Tutar, TÜBİTAK’ın projeye 300 bin TL’lik destek verdiğini belirterek, şöyle konuştu:

Batı Karadeniz Bölgesi ormanlarında yetişen mor çiçekli orman gülü humusundaki humik madde oranları tespit edilmesi, bölgenin humik madde potansiyelinin belirlenmesi ve organik bileşiklerin yapılarının aydınlatılması üzerinde çalışıyoruz. Proje çalışmalarına 2008 yılında başladık. Ereğli’den Kırklareli’ne kadar bütün ormanlardaki orman güllerinin humus toprağını topladık. Elimizde 200’e yakın örnek var. Projede 1 profesör, 2 doçent, 1 yardımcı doçent ve 2 araştırma görevlisi çalışıyor. TÜBİTAK 300 bin TL’lik proje desteği veriyor. Türkiye’de ilk defa böyle bir çalışma yapılıyor."

Proje kapsamında 1 yıl boyunca yurt dışındaki çeşitli kaynaklardan literatür çalışması yaptığını kaydeden Tutar, yurt dışında humik asitin tıpta, tarımda ve hayvancılıkta kullanıldığını ifade etti.

Humik asitin özellikleri itibariyle insan sağlığı açısından gerekli bir madde olduğunu belirten Tutar, şöyle konuştu: "Humik asit toprağın humus kısmında bulunan organik bir bileşiktir. Humik asiti çeşitli saflaştırma metotlarıyla topraktan alabilirsiniz. Türkiye’de
humik asit toprağı zenginleştirmek ve toprağın verimini artırmak amacıyla organik tarımda yaygın olarak kullanılmaktadır. Humik asit yapısı gereği çok fazla su tuttuğu için toprakta kurumayı önlüyor ve mineral içerdiği için de bitkiyi yüzde 30 daha hızlı büyütüyor. Tamamen doğal bir madde, hormon değil. Tavukların direncini arttırmak amacıyla tavuk yemlerinde de kullanılmaktadır. Son zamanlarda et ve süt verimini arttırmak amacıyla hayvancılıkta da kullanılmaya başlanmıştır. Süs bitkiciliğinde kullanılan torfun içinde de yüzde 40 oranında humik asit vardır. Bitkinin gelişiminde etkili olan humik asittir."

-"ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULMALI"-

Humik asitin organik bir madde olduğunu ve vücut için hiçbir yan etkisi bulunmadığına dikkati çeken Tutar, şunları söyledi:
"Vücudun direncini arttırıyor, hücrelerin bozulmasını, yaşlanmasını ve yaraların iyileşmesini sağlıyor. Vücuttaki şeker ve kolesterolün düzenlenmesine, tiroid bezinin sağlıklı işlemesine ve zehirli maddelerin dışarı atılmasında son derece etkilidir. Domuz gribi aslında çok tehlikeli bir hastalık değil, sadece hızlı yayılıyor. Bağışıklık sistemi güçlendirildiği takdirde korkulacak herhangi bir durum söz konusu değildir. Humik asit vücudun griplere karşı direncini artırdığı için, humik asit alanların bu tür griplere yakalanma oranı oldukça
düşüktür. Doğanın büyük bir lütfu olan humik asit sayesinde griplerden korunmanın yanı sıra, diğer hastalıklara da yakalanma riskiniz azalacaktır. Bilinen en güçlü anti viral olması nedeniyle humik asit, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirdiği için domuz gribinden korunmaya karşı en etkili maddelerden biridir."

Tutar, Türkiye’de humik asit alanındaki çalışmalara öncülük etmek amacıyla humik asit araştırma merkezi ve derneği kurulması çalışmalarına başladıklarını belirterek, doğanın sunduğu mucize üzerinde farmakologlar, kimyacılar ve tıp uzmanlarının yoğun bir şekilde çalışmaları gerektiğini sözlerine ekledi.

Bilim adamlarının bu çalışmasıyla hem domuzlar hem de insanlar için yeni tedavi yollarının bulunması ve belki de yeni bir domuz gribi aşısı çabalarına yardımcı olması bekleniyor.

Araştırmacılar çalışmalarının sonuçlarını bugün Birleşik Krallık’taki Hinxton’da Wellcome Trust Sanger Kurumunda düzenlenen toplantıda açıkladı.

Illinois Üniversitesi’nden profesör Larry Schook, toplantıda, buldukları bu yeni bilgiyi kullanmanın yollarını tartışacaklarını bildirdi.

Schook ve meslektaşlarının gen haritasını çıkardıkları kızıl tüylü Durac domuzunun, dünya çapında domuz üretiminde kullanılan 5 büyük cinsten biri olduğu kaydedildi.

DOMUZ Gribi olarak bilinen ‘Pandemik A (H1N1)’ virüsüne karşı koruyucu önlem olarak ithal edilen aşıların uygulanmasına bugün başlandı. Aşı, Ankara'da ilk olarak sağlık personeli ve henüz yola çıkmamış hacı adaylarına yapılıyor.

500 bin dozluk Novartis üretimi ilk parti aşılar, 81 ilin sağlık müdürlüklerince sağlık kuruluşlarına sevk edildi. Pandemi Bilim Kurulu’nun verdiği kararlar dahilinde planlanan ve icra edilen ‘H1N1 Aşı Uygulamaları ve Takvimi’ne göre, ilk aşı uygulamaları sağlık personeline ve henüz yola çıkmamış hacı adaylarına bugün yapılmaya başlandı. Uygulamayla yaklaşık 350 bin sağlık çalışanının aşılanması öngörülüyor.

İLK AŞI ANKARA SAĞLIK MÜDÜRÜNE

Ankara İl Sağlık Müdürü Mustafa Aksoy, Sağlık Bakanlığı Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hazırlanan H1N1 Aşı Odası’nda domuz gribi aşısını ilk yaptıran isim oldu. Aksoy’dan sonra ise hemşire, doktor, 112 çalışanları olmak üzere çok sayıda sağlık hizmeti veren personele aşı yapıldı. Aşı uygulamasıyla ilgili ilk görüntü ve fotoğraflar, sağlık hizmetinin aksatılmaması, hijyen kurallarının ihlal edilmemesi ve birey haklarına özen gösterilmesi gibi kaygılar nedeniyle Sağlık Bakanlığı Basın Müşavirliği tarafından çekilerek, basına dağıtıldı.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın bugün Bakanlar Kurulu toplantısı olduğu için yarın aşı yaptıracağı ve buna ilişkin görüntülerin de medya kuruluşlarına iletileceği duyuruldu.

Okulların Açılmasıyla Büyük Tehlike Başladı.

Meksika’da başlayan Influenza A H1N1 grip salgını tüm dünya gibi ülkemizde de hızla yayılmaya devam ediyor. Mevcut salgını oluşturan bu virüsün yapısı incelendiğinde hem ‘domuz tipi’, hem mevsimsel grip oluşturan ‘insan tipi’, hem de ‘kuş gribi tipi’ ile karışmış melez bir virüs olduğu saptandı.

Domuz Gribi Şok Gelişme :

gribi virüsüyle ilgili düşündürücü bir açıklama yaptı

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, virüsle ilgili önemli ve düşündürücü bir açıklamada bulundu Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Mevsimsel grip döneminde değiliz, şu anda görülen grip vakalarının hepsi domuz gribi” dedi.

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bu nedenle domuz gribi şüphesiyle numune alınmasının gereksiz olduğunu ifade etti. Ceyhan, grip belirtileri gösteren herkese domuz gribi gözüyle bakıldığını ve doktoru gerek görüyorsa ilaç alıp evlerinde istirahat etmeleri gerektiğini söyledi.


BİLİNENDEN BİN İKİ BİN DAHA FAZLA VAKA VAR

Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de 958 kişi domuz gribine yakalandı ve bu virüse bağlı bir ölüm yaşandı. Ceyhan; "Domuz gribinin Türkiye’de hızla yayıldığını; bilinenden bin-iki bin daha fazla domuz gribi vakası olduğunu da" belirtti ve şöyle dedi: “Ölüm olması insanları sarstı. Bu kadar vaka içinde ölüm olması anormal değil. Diğer ülkelerde ölüm oranları çok daha fazla. Önümüzdeki süreçte başka ölümler de yaşanacak. Bu süreçte zatürree olanların domuz gribi kaynaklı olduğunun düşünülmesi lazım. Domuz gribinde en fazla ölüm nedeni zatürree. Hem hekimlerin hem insanların bu durumu gözetmeleri gerekiyor.”

Prof. Akdur uyarıyor: “Bu gribin ölümcüllüğü artacak. Ondan dolayı aşı gerekli” diyorlar. Böyle bir şeyin olabilmesi için bilinen virüsün değişikliğe uğraması gerekir. O zaman da ithal edilen ve eski virüse göre hazırlanan aşı zaten işe yaramayacak. Domuz gribi bahanesiyle aşı pazarlaması yapılıyor. Fırsat bu fırsat, herkes halka bir şeyler satmaya çalışıyor. Bu aşılar milyonlara yapıldığında zararları, beklenen faydadan çok fazla olabilir.”
Öğrendiklerimi Ayşe Hanım Teyze’me aktardım. Başını salladı. “Her zaman olduğu gibi kurtlar piyasaya çıkmış durumda. Koyun can derdinde, kasap mal derdinde” dedi.

Prof. Dr. Recep Akdur’un domuz gribi konusunda bugüne kadar yaptığı açıklamaları, yazdıklarını internetten okudum. Sonra Prof. Dr. Recep Akdur’u aradım. Ayşe Hanım Teyze’min merakını giderebilmem için bana anlattıklarını özetliyorum:
- Doktor Bey, “Ayşe Teyze’nize söyleyiniz ki“ dedi, “Normal grip mikrobu, domuz gribi mikrobundan 7-10 kat daha öldürücüdür.”
- Domuz gribi, domuzdan insana bulaştığında öldürücüdür. Fakat şimdilerde ortalıkta dolaşan mikrop, insandan insana bulaşan mikroptur. Gerçek anlamda “domuz gribi virüsü” değildir, gücü zayıftır. Günümüzde görülen domuz gribi hafif seyreden bir hastalıktır. Kuş gribi, İspanyol gribi, mevsimsel grip gibi öldürücü değildir.
- Gripten korunmak için hijyen şartlarına dikkat etmek, gıdaya dikkat etmek, sağlığa dikkat etmek, vücudu güçlü tutmak önemlidir.
- Grip olmaları halinde büyük sarsıntı geçirecek kişiler (risk grubundakiler) normal grip aşısı olurlarsa iyi yaparlar. Bu aşı eczanelerde 18-20 TL’ye satılmaktadır.
- Bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçlar konusunda da dikkatli olmak gerekir. Bunların da satışı insanlar korkutularak yapılıyor.
- Grip mikrobu (virüsü) insan vücudu dışında 2-4 saat yaşayabilir. Bu nedenle okulları dezenfekte etmek, bir hafta kapamak gibi abartılı tedbirlerin domuz gribiyle ilgisi yoktur.
- Okulları kapatmak gribi sona erdiremez. Önemli olan gribe yakalanan çocukların okula gönderilmemesi, okula gönderilenlerin ise sınıfa alınmamasıdır.

Domuz gribi korkusu var. Şu kriz döneminde belli kesimler de kamunun kaynaklarını ve halkın parasını sömürme arayışına girdi. Şimdilik 500 milyon TL’lik aşı ithal edildi. Bu aşı kampanyasının Sağlık Bakanlığı’na maliyeti şimdilik 1 milyar TL. Bakanlık bütçesinin yüzde 10’u aşı kampanyalarında harcanacak.
Dezenfekte, koruyucu maske, bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için yapılan harcamalar yepyeni ve kârlı bir pazar ortaya çıkarıyor.
Bu konuda halkın kafası karıştı. Saf ve bakir bir Anadolu çocuğu olarak benim de kafam karıştı. Ben işin tıp yönüyle değil, ekonomik yönüyle ilgileniyorum. Geliniz görünüz ki, ekonomik yönü tetikleyen de gribin tıp yönü. Dr. Sualp Tansan, “Bu konuyu en iyi Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Recep Akdur bilir” dedi.

Grip domuz gribine çevirebilir dikkatli olun.

Kasım ayı ile birlikte Türkiye soğuk ve yağışlı havaya teslim oldu. Antalya'da yarın(4.11.2009) şiddetli fırtına bekleniyor. İl genelinde, eğitime yarın ara verildi.

Karakış doğuda hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Tokat-Sivas karayolunda şiddetli yağış yüzünden heyelan meydana geldi..

Sivas'ın Suşehri ilçesinde ise kar nedeniyle 28 köyle ulaşım sağlanamıyor. Ekipler yol açma ve temizleme çalışmalarına devam ediyor.

Muş'ta bir köy minibüsü karlı yolda saatlerce kurtarılmayı bekledi.

Şiddetli yağışın vurduğu Şırnak'ın Silopi ilçesinde bu kez toz bulutu etkili oldu. Irak ve Suriye'deki çöller üzerinden esen kum fırtınaları nedeniyle Silopi'de görüş mesafesi 200 metreye kadar düştü.

Antalya'da ise Çarşamba günü şiddetli fırtına bekleniyor. Fırtınanın saatteki hızının yer yer 90 kilometreyi bulabileceği belirtildi.

Uyarıyı dikkate alan valilik, il genelinde eğitime 1 gün ara verdi.

Siirt'te de selin ardından yaralar sarılıyor. Selden etkilenen vatandaşlara 90 çadır, 450 battaniye ve 270 yatak da dağıtıldı. Ayrıca bin 500 gıda paketi de vatandaşlara verildi.

Şanlıurfa'nın Bozova ilçesinde de selin ardından hasar gören enerji nakil hatları büyük oranda onarıldı.

Kasım ayı ile birlikte Türkiye soğuk ve yağışlı havaya teslim oldu. Antalya'da yarın(4.11.2009) şiddetli fırtına bekleniyor. İl genelinde, eğitime yarın ara verildi.

Karakış doğuda hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Tokat-Sivas karayolunda şiddetli yağış yüzünden heyelan meydana geldi..

Sivas'ın Suşehri ilçesinde ise kar nedeniyle 28 köyle ulaşım sağlanamıyor. Ekipler yol açma ve temizleme çalışmalarına devam ediyor.

Muş'ta bir köy minibüsü karlı yolda saatlerce kurtarılmayı bekledi.

Grip Domuz Gribine Çevirebilir Dikkatli Olun!

Şiddetli yağışın vurduğu Şırnak'ın Silopi ilçesinde bu kez toz bulutu etkili oldu. Irak ve Suriye'deki çöller üzerinden esen kum fırtınaları nedeniyle Silopi'de görüş mesafesi 200 metreye kadar düştü.

Antalya'da ise Çarşamba günü şiddetli fırtına bekleniyor. Fırtınanın saatteki hızının yer yer 90 kilometreyi bulabileceği belirtildi.

Uyarıyı dikkate alan valilik, il genelinde eğitime 1 gün ara verdi.

Siirt'te de selin ardından yaralar sarılıyor. Selden etkilenen vatandaşlara 90 çadır, 450 battaniye ve 270 yatak da dağıtıldı. Ayrıca bin 500 gıda paketi de vatandaşlara verildi.

Şanlıurfa'nın Bozova ilçesinde de selin ardından hasar gören enerji nakil hatları büyük oranda onarıldı.

Sağlık Bakanlığı, domuz gribinden korunmak için alabileceğimiz önlemleri hatırlattı.

Bu Günlerde Topluğa Girmeyin Ne Olur Ne Olmaz.

Sağlık Bakanlığı, bir kez daha öğrenci ve öğretmenleri domuz gribine karşı alacakları önlemler konusunda uyardı.

İşte okullarda yapılması gerekenler:
- Okulda bulunulan ortamı, sınıfları, öğretmen odalarını, hava akımı sağlayacak şekilde sık sık havalandırın.

- Ellerinizi su ve sabunla iyice köpürterek en az 30 saniye yıkayın.

-Ellerinizi yıkadıktan sonra, tek kullanımlık kağıt havlu ile kurulayıp çöp kutusuna atın.

-Kapalı alanlar ve çok kalabalık ortamlarda bulunmaktan kaçının.

- Tokalaşma ve kucaklaşma gibi yakın temasa bir süre ara verin.

-Dışarı çıkmanız çok gerekliyse yine maske kullanın.

-Domuz gribine yakalandığınızı düşünüyorsanız çevrenizdekilere bulaştırmamak için evinizden dışarı çıkmayın. Beslenmenize dikkat edin, dengeli beslenin, bol sıvı tüketin.

Sağlık Bakanlığı, "5 günden fazla süren, 38 derece ve üstü ateş, koyu, iltihaplı balgam, zor nefes alma veya nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, ishal ve kusma" gibi durumlarda bir hekime başvurulması konusunda da uyarıda bulundu.

Öksürük, ishal, kusma, boğaz ağrısı gibi belirtiler gösteren kişilerin, domuz gribi virüsüyle karşı karşıya olabileceği belirtiliyor.


Sağlık Bakanlığı, H1N1 virüsü bilinen adıyla "domuz gribi" vaka tanımlama belirtilerini yineledi. Buna göre öksürük, ishal, kusma, boğaz ağrısı gibi belirtiler gösteren kişilerin, domuz gribi virüsüyle karşı karşıya olabileceği belirtiliyor.


Dünyada yaşanan ölümlerin ardından Türkiye de bu gribe ilk kurbanını verdi. Salgın alarmına geçen Türkiye her gün tedbirini artırıyor.


Mevsimsel grip henüz Türkiye'ye gelmemişken bu belirtileri gösteren kişiler domuz gribi mi, "Türkiye'de hafif seyrediyor" deniyor ama neden domuz gribi öldürüyor, Diğer grip aşıları da domuz gribi aşıları gibi birkaç ay içinde mi kullanıma sunuluyor? gibi soruların cevapları merak ediliyor.


"Söz Konusu Belirtiler Varsa Bu Domuz Gribidir"
Konuya ilişkin bilgi veren Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı ve Sağlık Bakanlığı Pandemi İzleme Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceylan, şunları söyledi:

"Yeni vaka tanımlamasında şu bulguların en az iki tanesi varsa yani burun akıntısı, öksürük, ishal, kusma, boğaz ağrısı eğer bunlar varsa grip diyoruz. Çünkü şu anda mevsimsel grip Türkiye'de başlamadı. Dolayısıyla şu anda bahsettiğim tabloda bir insan varsa o rahatlıkla domuz gribidir diyebiliriz."

Test Herkese Yapılmıyor
Domuz gribi testi ise her isteyene yapılmıyor. Salgın halinde olan bu hastalığın testi ancak hastanede yatacak kadar ağır olan hastalara yapılıyor. O yüzden halkın bu domuz gribi testlerine gösterdiği ilgi uzmanlarca gereksiz görülüyor.

Tedavi için yapılabilecekler mevsimsel grip tedavisiyle aynı. Yani dinlenme ve ilaç tedavisi bu salgında da büyük önem taşıyor.

Virüs Türkiye'de Hafif Seyrediyor
Türkiye, virüsün bu haliyle de dünya, şu an tehlikede değil. Çünkü domuz gribi virüsü hafif seyrediyor. Peki ne oluyor da öldürüyor, dünyada bunun pek çok örneği varken? Prof. Dr. Ceylan, bu soruya ise şu yanıtı verdi:

"Bu Grip Genelde Zatürreyle Öldürüyor"
"Zatürre ile öldürüyor grip genelde. Ölümlerin yüzde 90'ı aşağı yukarı zatürre nedeniyle oluyor. Onun için zatürre bulguları olan, nefes darlığı, ateş, öksürük gibi bulguları olan insanların mutlaka hekime başvurmaları lazım."

Çünkü uzmanlara göre H1N1 virüsü, zatürreye karşı vücut direncini zayıflatıyor.

En Önemli Tedbir Aşı
Salgına karşı alınacak en önemli tedbir ise aşı.. Her yıl yapılan mevsimsel grip aşısının kullanıma sunulması da domuz gribi aşısıyla parelelik gösteriyor.

Mehmet Ceylan, bu konuda da "Her senenin grip aşısını yetiştirmek için virüs şekil değiştirdiği için antijenik yapısı, Nisan-Mayıs aylarında Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenir. Ve firmalar bunu birkaç ay içinde geliştirirek Eylül ayında en geç kullanıma sunarlar. O sırada zaten asgari güvenlik, etkinlik çalışması yapılır." şeklinde konuştu.

Aşının güvenirliliği ile ilgili olarak ise Prof. Dr. Ceylan, şunları söyledi:
"Kabul edelim bu bir salgın aşısı. Salgın aşısının özelliği budur. Salgın çıkar çıkmaz çok kısa bir süre içersinde geliştirmek ve kullanıma sunmak durumundasınız. Yoksa biraz beklerseniz zaten salğın yapacağını yapar." dedi.

Anahtar Kelimeler :

Domuz Gribi,Domuz gribi öldürücü müdür?,Domuz Gribi Belirtileri,Domuz gribi aşısı,domuz gribi nasıl bulaşır?,domuz gribi tedavisi,domuz gribi nasıl anlaşılır?,domuz gribi aşısının yan etkileri,domuz gribi maskesi,domuz gribi son durum,domuz gribi haberleri,domuz gribi risk grubu